İnternette gezinirken karşıma çıkan Didem Soydan'ın twitter hesabında yer alan kısa bio yazısının bana ilham vereceği aklımın ucundan geçmezdi. "Net tavır sahibi." kelimeleri aslında Soydan'ın söylemiş olduğu içi boş bir kelime grubu değil. En azından internetten takip ettiğim kadarıyla duruşunda ve tavrında netlik var.
Modada ise insana net tavır kazandıran şeyin daime paltolar olduğunu düşünmüşümdür. Bir de çıplaklığın elbette. Son zamanlarda bu fikirden utanmamı sağlayan çok fazla sözle karşılaşmış olsam da sanırım kimse beni bu fikrimden caydıramadı.
Mark Twain şöyle diyor. "Clothes make the man. Naked people have little or no influence on society." Ardından tumblr gençliğinin oluşturmuş olduğu bir başka özlü söz de şöyle diyor. "Think, act, speak, love like a gentleman."
Neden sonra hemen aklıma beatler ve hippiler geliyor. Belki de "net tavır sahibi" olma konusunda en ciddi insanlar onlardı. Onları "make the man" yapan şey çıplaklıklarıydı. Peki toplumu 50lerden bu yana etkileyen bir topluluk olarak Fransız ve İngiliz burjuvazisini ezip geçebildiler mi?
Düşünceler... Düşünceler...
Bir başka söz de şöyle diyor: "Seduce my mind and you can have my body". Sanırım -en azındna beni- baştan çıkarılmanın yolu net tavır sahibi olmaktan geçiyor, net tavır sahibi olmak için de düşünebilmek. Gerisi teferruat.
Yazı kendisiyle çelişip elde var sıfır mı onu bilemedim. Ama kesin olan bir şey var ki tavrın olduğu kadar varsın.
PS: Bu arada 500. post konusu ne olsun diye düşünürken ve afilli bir şeyler olsun derken 499'dan sonra yazmayı bırakmıştım. Meğerse 500. post Ekim Kapağı post'u olmuş. Tesadüfi bir şekilde "new faces" dediğim kapak 500. posta denk gelirken aynı postta dergilerin yıl dönümlerini gençlere ayırdığından bahsetmştim. Eylül ayı boyunca 500. post için kasmasaymışım keşke kendimi.
Uzun zamandır okuduğum en güzel yazıydı.
YanıtlaSilteşekkür ederim.
YanıtlaSil