15 Ocak 2012 Pazar

TOMBOY - THE MOVIE

Berlin Film Festivali dahi çeşitli festivallerde gösterilip ödül toplayan ''TomBoy'' kuvvetle muhtemel ülkemizde gösterilmeyip belki bir şans !F Bağımsızlar'da karşımıza çıkabilir ! Filmin Fransız yönetmen ve senaraisti Céline Sciamma'nın anlattığı psikolojik-dram hikaye de her yönüyle reel.
9-10 yaşlarında olan Laura ve ailesi (hamile bir anne, bir baba ve küçük kız kardeş Jeanne) daha öncelerde olduğu gibi yeniden taşınırlar. Sadece kıyafetleri ve görselliği açısından değil kendini her anlamda erkek gibi hisseden Laura ise yeni muhitlerinde kendisini Michael olarak tanıtır. Sıkılgan durumu nedeniyle sürekli çekingen davransa da bulduğu kız arkadaşı Lisa sayesinde annesi derin bir nefes alır, tabi herkese de kendini erkek olarak kabul ettirebilmiş olmanın da ferahlatıcı duygusunu taşıyor. Öte yandan Laura, Lisa'yı içinden geldiği gibi sevse de Lisa onu Michael olduğu için seviyor ve tabii ki de annesi de sonunda Laura'nın kendini bulduğunu düşündüğünden memnun kalıyor. (Bir anlamda alan memnun, satan memnun).
Pek yakında açılacak olan okullar yüzünden hem psikolojik baskı hisseden hem de cinsel kimlik bunalımı geçiren Laura kesinlikle filmde övgüyü en fazla hak eden kişi, yaşı küçük olmasına rağmen karakter derinliği bu kadar zengin olan bir kişiyi canlandırabilmesi bence inanılmaz. Ancak bunun yanında kardeşi Jeanne bile inanılmaz tatlı bir şekilde hatta kimi zaman yaşından büyük diyaloglarla karşımıza çıkıp, ablasına destek olurken anne ve babasının bu kadar umarsız durmuş olması garip. Belki bu açıdan senaryo biraz zayıf kalmış olabilir. Hem kızının gerçek kimliğini bulmasını isteyen bir anne, ama öteki tarafta da filmdeki iki climactic andan biri gerçekleşene kadar hiçbir şey yapmıyor (ki o da başka bir karakterin katalizör olması sonucunda gerçekleşmekte) onunla empati kurup hissettiklerini anlamaya çalışmak yerine bir elbise verip şakkadanak gerçekleri açıklaması için onu peşinden sürüklemesi de pek sağlıklı değil kanımca. Öteki tarafta baba bu konuda yine de daha ılımanmış gibi geliyor.
Karakter analizleri yapabilmek adına oluşturulmuş mükemmel bir film, ayrıca izleyecek olursanız da her çocuk oyuncunun hal ve tavırlarına, mimiklerine odaklanın derim, donuk ve buz gibi oynayan ebeveynlerin yanında filmde hepsi de parlıyor. Filmin en dokunaklı sahnelerin iki kardeş arasında geçtiğini düşünürken, iki cliamctic andan biri olan yüzmeye gitmeden önceki sahne ise -itiraf etmem gerekirse- şapşal bir şekilde sırıtmama neden olurken aslında filmin en vurucu yeriydi, kanımca bu sahne için bile seyredilir ve son olarak iki kardeşin banyo yaptıktan sonra Laura'nın çırılçıplak gözükmesinden de rahatsızlık duydum. Hiç kuşkusuz 2011in en çarpıcı yapımlarının başında gelse de, sonunun pek bir havada kalması bu açıdan beni pek de tatmin etmedi gibi.


ps: filmde iki kardeşin dayanışması ve birbirlerine karşı olan bu güçlü sevgileri bana geçen sene izlediğim bir başka !f filmi ''El Ultimo Verano de la Boyita''daki iki arkadaşı anımsattı.

2 yorum:

  1. 2011 Filmekimi'ndeki favori filmim kesinlikle buydu.

    YanıtlaSil
  2. ya demek FilmEkimi'nde gösterildi ? Bu sene gidemiceğim için pek fazla inceleme imkanım olmamıştı, ben de if'e getirirler de 'gökkuşağı' temalı filmler altında gösterirler her halde diyodum.

    YanıtlaSil