Derginizi nasıl alırdınız? Print? Yoksa dijital?
2012 insanlık tarihi açısından olmasa da yayıncılık dünyası adına birçok evrim geçirdi. Endüstri içerisinde bir dönüm noktası da diyebiliriz gerçi. Apple'ın ilk iPad'i piyasaya sürmesinden bu yana gelişen dijital dergicilik ya da daha spesifik olarak aplikasyonlu yayıncılık maymundan evrilen insanlar gibi şematik olarak aşama kaydetti.
Öte yandan 80 yıllık geçmişi ardından Newsweek son sayısını yayımladı. Yoluna dijital olarak devam edecek olan dergi lütfen aklınıza "dijital dünya, basılı medyayı ezdi" söylemini getirmesin.
Dergilerin bundan böyle daha fazla dijital medyaya kayması aslında daha fazla bütçe odaklı bir nokta. Dijital medyanın daha baskın çıkmasının tek nedeni dergi gruplarının bu işe daha az para harcamış olması. Öte yandan ilerki yıllarda artan çevrecilik psikolojisi de belki büyük şirketlerin fendini yenerek patronlara kağıda veda etmelerini söyleyebilir.
Yazıyı yazmak aklıma geldiğinde birkaç da bilimsel veri eklemekten zarar gelmeyeceğini düşündüm. Biraz dağınık gerçi. Biraz da fazla yüzeysel. Veriler WWD ve BOF tarafından.
- Yeni nesle geçme konuısunda en hızlı davranan dergi Interview oldu. Grup ilk iPad'in çıktığı yıl Nisan 2010'da aynı gün dergisini dijital ortamla tanıştırdı. Aralık 2009 sayısını iPad'de sunan Amerikan GQ ise 365 kopya satmış.
- 2010 yılının sonuna doğru açıklanmaya başlanan ilk 6 aylık dergi satış grafikleri ise bütün gazetecilere "Is printed media suffering/ dying" başlığını attırıyor. Neyse ki korkulacak bir nokta yok. Zira aslında bir anlık heves.
- Yine 2010 yıllının ilk 6 ayında GQ, Men's Health ve Glamour'un iPad satışları iyi olsa da ortaya çıkan sonuç print satışların ancak yüzde 1'ine eşit geliyor. Yani yine korkulacak bir şey yok.
- Conde Nast'a ait Wired ise çıkartmış olduğu ile app ile ilk hafta sonunda 102,888'lük satış grafiğini elde edince grup yeni düzen için kolları sıvamaya başlıyor.
- Şaşılacak bir diğer nokta da 2011 yılında basılı dergilerdeki artan satış ve reklam oranı.
- İlk heyecan geçtikten sonra da sonuç iPad için hüsran.
Dazed Group'un arkasında olan Dazed& Confused, Another ve Another Man yayıncısı Jefferson Hack ise şöyle diyor “For me, the web is about the moment and the magazine is much more about what I feel is the collective memory. The magazine becomes a souvenir of what’s happening in the moment. The collective memory is what you keep. Magazines won’t disappear, they’ll almost become more important in some ways.”
Biraz da karşılaştırmalara gelelim.
iPad edisyonları sadece dergiyi hazırlayanlar için değil satın alanlar için de büyük kolaylık. Maddi açıdan bahsediyorum. Print versiyonları Türkiye'de bulunmayan birçok dergiyi iPad'den satın almak her dergi sever için çok büyük bir lütuf. Amazon'dan satın alacağınız tek bir Bullet Magazine sayısı kargo ücreti içine dahil olmadan 15 dolar iken iPad'den tek bir sayıyı 5/15 TL'ye alabiliyorsunuz.
Kolaylıklar bununla da sınırlı değil. Tanıtılan filmin fragmanı, eleştirisi yazılan albümden şarkılar, sanatçıların web site linkleri yazıların içinde interaktif bir şekilde duruyor. İnternet ve dergi birleşiyor. Dijital ortamda olan haberler ve yazılar aplikasyon ya da web site fark etmeden çok daha kolay paylaşılıp okuyucu bulabiliyor bence. "Bu ay x dergisinde çok güzel bir yazı var" yazdığınızda belki fazla hevesli bir iki kişi sizden scan etmenizi rica edecektir, bir iki kişi de gidip satın alacaktır. Ama ben mesela dünyada gelişen tüm gündelik olayları da twitter'da paylaşılan linklerle takip ediyorum.
Öte yandan aplikasyon dergileri her an masanızın üzerinde duran ve canınız sıkıldığında sayfaları karıştırıp okuduğunuzda aldığınız hazzı vermiyor. Ancak iPad'de duran dergi belki okurum diye çantanıza attığınız ancak ağırlık dışında hiçbir katkı sağlamayan dergiler önünde yine 1-0 önde. Ancak en favori dergimi gidip de köşedeki gazeteciden alıp eve geçip okumanın keyfi de başkadır. Ki bu hazzı herkes anlamaz.
Bu da aklıma başka bir şeyi getiriyor. Dergi okuyucu grupları. Bu gruplar kimlerdir.
A) Koşulsuz şartsız herkesin favori dergisi vardır. Kapak ve konu içeriğine bakmadan aldığınız. Mesela bu dergi ağzıyla kuş da tutsa beni iPad app'iyle kandıramaz.
B) Yolda giderken okuyayım, yarım saat sonra arkadaşım gelecek dergi okuyarak vakit geçireyim kitlesi. Kesinlikle iPad daha cazip elbette.
Dergiyi aldığınızda içiniz kımıl kımıl oluyorsa, sayfanın kokusu kahveninki kadar cazipse sizin için de asla print ölmez. Sorarım size iPad'de okunan dergi bittikten sonra ne oluyor? Ya basılı dergi?
Ancak şu var. Her dergi nasıl bir internet sitesine, twitter hesabına, facebook sayfasına ve bloga ihtiyaç duymak zorundaysa bir iPad edisyonuna da sıcak bakmalı.
Basılı medya ölüyor başlığı, basılı medya için bile her zaman atması cazip bir başlık olarak yoluna devam edecek. Yeni çağın en popüler polemiğini bundan sonra daha sık göreceğinize de emin olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder