Yazdığım başlıkla kendimi bir an için Hürriyet gazetesi için ''Bu Hafta Sona Ermeden!'' temalı sayfaları hazırlıyormuş gibi hissetsem de aslında alakası yok. Yoğun ve çabuk geçen temmuz ayında sıcaklardan mıdır, yoksa tembellik ya da vurdumduymazlıktan mıdır bilemiyeceğim ama açıp da blogu bir şeyler yazmayı pek istemedi canım. Aç parantez - Haziran başından beri yazdığım her postta, tembelliğime ve üşengeçliğime de övgüler yağdırmadan geçemiyorum. Kapa parantez. İçimdeki duyguları bir kenara bırakacak olursak aslında pek de kötü geçtiği söylenemez temmuzun. Serinimsi sular, bunaltıcı sıcaklar, yeni bir dil, yayınlanan iki albüm bknz. Beyonce ve Joss Stone + katıldığım iki konser bknz. Patrick Wolf + Sertab Erener (ikisi yan yana durunca da oldukça komik kaçtı aslında.) Ve tabiki nasıl unutabilirim ki muhteşem Harry Potter. Emma Watson ve diğer çocukların görselleri bilgisayarımda yaklaşık 500mblık yer kaplasa da bir türlü post hazırlamak için açamadım laptopun kapağını. Dolayısyla her HP filminden en sevdiğim anlar ve son film hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşmak da yalan oldu. Ha bir de benim okuyucularıma verdiğim güven derecesi ne safhadadır bilemiyecem. Tamam Seda Bacı gibi beni de en güvenilir ekran, pardon blogger yüzü seçmediniz biliyorum ama hakkında yazmak istediğim albüm yazıları bile yalan oldu. Artık kim olduklarını dile getirmeye çekiniyorum bile, albümler mayısta yayınlanınca tabi ki. Ha bir de yok şezlongta uzanırken yok vapurda rüzgara karşı diyerekten çantadan eksik etmediğim kitaplar...O değil de men's fashion week'ler hakkında bile çizittirmememe kaç puan ? Off anlatıcaklar pek bir birikmiş.Yalnız fark ettiyseniz cümlelerim bile yarım yamalak. Neyse Vogue ne demişti. ''Tatildeyiz''.
Konser demişken Joss Stone için de fazlasıyla geç karar verince bilet bulamama gibi hüzün verici bir olayla karşılaşmak bende onaramayacağım derin yaraların açılmasına sebep oldu.
Umarım yukarıdaki paragraflarda bahsettiğim olaylar hakkında yakında yazma fırsatı da bulabilirim. Sebebi yazışıma gelecek olursam bildiğiniz gibi her ay sonunda ay boyunca dinlediklerimi sizlerle paylaşıyordum. Bu sefer uzun uzun yazmak yerine bu konu da bile üşengeçliğimi konuşturup iTunes Top 25'in ilk 7sini screen shotladım. Yaşasın en tembel benim. 8-9-10'u burada yayınlamamın nedeni de uncool şarkılar olması değil, vakti zamanında o kadar fazla dinledim ki play countları tavana zıpladılar, ancak temmuz ayında dönüp de yüzlerine bile bakmadım. Yani türkçe meali aşağıdaki 7 parça bu ay en sık dinlediğim parçalardı.
ps. yukarıdaki görsel Vogue'un ''Tatildeyiz'' temalı Temmuz sayısından. Dree Heminway ve Jon Kortajerena baş rolde. Sebastian Faena hikayeyi çeken, editöryali oluşturan ise Mary Fellowes.
Tabi bir de sanırım asla 2011i kara temmuz olarak unutamayacağımız gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder