27 Ocak 2011 Perşembe

BİRAZ BÜYÜLENMEYE NE DERSİNİZ ? @PERA MÜZESİ

''Sanat insanı yüceltemli'', ''eser ona bakanı, onu inceleyeni büyülemli'' der bazıları. Bu kelimeler karşısında inkar edemiyeceğim bir şey varsa o da dünki Pera Müzesi ziyaretimde gördüğüm eserlerin ayaklarımı yerden kesmesi.

Bugune kadar Pera Müzesi'nde gerçekleştirilen sergilerin birçoğunu gezdim (hatta bazılarını yazdım burada) ancak böylesini görmedim. Belki de hem ''Gelman Kolleksiyonu'ndan Frida Kahlo & Diego Rivera'' hem de ''Çarlık Rusyası'ndan Sahneler'' sergisini bir arada gezmem de buna etkendir.  Aslında hangisi beni daha çok etkiledi bilemicem.

Çarlık Rusya'dan: İlya Repin (Bu sergide bir çok Rus Sanatçının -19.YY ikinci yarısında yaratmış oldukları eserlerini görebilirsiniz.) Repin de onlardan sadece bir tanes.

Benim işim dolaylı anlatım olamaz. Gözü okşayan halılar boyamak, danteller örmek, modayı izlemek, Yani Tanrı’nın armağanını tersyüz etmek. Zeitgeist’a – zamanın ruhuna- boyun eğmek…bana uymaz. Ben 60’ların insanıyım. Benim için Gogol’ün, Belinski’nin, Turgenyev’in, Tolstoy’un idealleri hala yaşıyor. Mütevazı çabam, vargücümle düşüncelerimi gerçeğe yaklaştırmaktır: Çevremdeki yaşam beni olağanüstü etkiliyor ve huzursuz kılıyor, adeta kendiliğinden tuvale akıyor. Gerçeklik öyle acımasız ki, oturup nakış motifleriyle vakti geçirmeye vicdanım elvermez- en iyisi bu işi iyi yetişmiş soylu hanımefendilere bırakalım.”

5. Katta yer alan Çarlık Rusyası'ndan Sahneler seçkisi insana Tolstoy ya da Dostoyevski romanı okur hissi veriyor. Sayfaları çevirdikçe, tablolara baktıkça farklı hikayeler ... Bir tarih delisi olarak benim hayran kalmamam elde bile değildi, sanki fotoğraf kareleri inceler gibi ...

Frida / Diego 'da ise herkesi olduğu gibi beni de etkileyen Kahlo'nun yaşamı ve otoportreleri oldu. Ah bir de not almayı unuttuğum o küçük bebek tablosu. Sergide karşılaştığım sürpriz ise 30lı yıllarda ünlü fotoğrafçılara poz verdiği kareler oldu. Bir de benden ufak bir tavsiye, birçoğunuz Salma Hayek'in başrolünü paylaştığı ''Frida'' filmini seyredip oradaki müziklere hayran kalmıştır sanırım. Gitmeden önce ipod'unuza yükleyin ve soundtracki dinleyerek bakın o tablolara. Hayran hayran izleyin sanki Frida gerçekten karşınızdaymış gibi.

Sergileri gezerken daimi sergide yer alan ''Kaplumbağ Terbiyecisi''ni de ziyaret etmeyi unutmayın.

Bu arada Pera Müzesi'nin de bir blogu varmış. Hatta Frida / Diego sergisinin hazırlanma aşaması falan da yer alıyor. Meraklılara duyurulur. Tık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder