11 Eylül 2011 Pazar

IFW 2012 // SPRING -SUMMER

Geçtiğimiz dört gün boyunca Tepebaşı'nda kurulan çadırda gerçekleştirilen Istanbul Fashion Week'ten yerinden olmayan izlenimlerim.

1 // ERKEK MODASI ROCKS
Sadece internetten takip etmiş olmam nedeniyle pek de ağzımı açmak istemiyorum, ancak diğer yandan da diğer moda haftalarında sergilenen kolleksiyonlar hakkında rahat rahat yorum yapabiliyorsam aynısını Istanbul için de yapmayı isterim. İlla bir karşılaştırma yapmam gerekiyorsa eğer Paris'te high fashion parçalar sergileniyorsa Istanbul'dakiler onların birer ucuz taklidi kıvamında. Sitelerden fotoğraflarına bile bakarken sıkıldım. Ancak gelin görün ki iş erkek modasına gelince olay biraz daha eğlenceli hale geliyor sanki. Adamakıllı bir konsept deyince akla ilk gelen isimlerden Niyazi Erdoğan. ''Pixel''lerle hayran kaldığım, kıyafetleri biraz erkekleri çirkin göstermeye yönelik olsa da konsept bakımından ''Dolmuş''la bir kez daha sivrilen Erdoğan bu sefer de ''Sünnet''e davet etti bizleri. Kolleksiyonda ise bir öncekine ek olarak (slip) mayolar da mevcut. Bu sezon her zamankinden daha iyi, her zamankinden daha eğlenceli ve renkli.Yine aklımda olan şey: Güzel güzel para kazanmaya başlasam da Erdoğan'ın kapısını çalsam.

Bu dönem ilk kez Karma defileyle karşımıza çıkan Şafak Tokur da daha önceleri Hatice Gökçe sonrasında ise Erdoğan'ın kaptığı ''marjinal tasarımcı'' ünvanını layıkıyla hak ediyor gibi.  Onun üretmiş oldukları sadece birer kıyafet değil aynı zamanda tasarım harikası da. Üstelik sunum şekli de bir hayli ilgi çekici. 
Kargaların ardından ortadan kaybolan Hatice Gökçe de en son hatırladığım aviator modellerini, biyonikleştirmiş. Welcome to Uzay Çağı. Beyaz, saf ve minimal.
Uzun bir süredir ''İki Ters Bir Düz'' adlı markasıyla konuşulan İpek Arnas da bu sezon IFW programında kendine yer bulanlardandı. Kravat hastası biri olaraktan el örgüsü balık şeklindeki kravatvarimsi şeye bayıldım. Tabi model gibi çıplakken mi taşımalı yoksa ona uygun bir gömlek ya da t-shirtle mi uydurmalı düşüncesi de dört bir yanımı sarmadı değil. Örgünün en cool hali bu olsa gerek.
2 // THE WHITE SWAN
Erkek ya da kadın fark etmez. Gelecek bahar / yaz için desenler, çiçekler ve renkler yerine kullanılan en gözde şey ACE Beyazıydı.  Gazme Saraçoğlu, Hatice Gökçe, Özgür Masur ve Studio Kaprol bu trendin en büyük uyguluyucularındandı. Renk beyaz olunca ise minamllik ve sadelik sadece renkten kaynaklanmıyor.
Michael Kors, Calvin Klein, sıkıcı beyazlığı, yorgunluktan uzaklaşma ve 90lara sığınma bahanesi de bir yere kadar artık.
3 // Didem Soydan
Kiminin oyu Özge Ulusoy'a kimininki Didem Soydan'a. Top Model dediğin magazin basınında sıkça anılır diyorsanız Özge'ye artı puan. Ancak gotik duruşu, enfes stili ve sapsarı saçlarıyla Soydan favorimdir benim.
Sahi kendisini ne zaman şöyle mainstream dergilerin kapaklarında görmeye başlayacağız. İkinci sınıf Hollywood yıldızlarının re-print kapaklarını görmektense Didem Soydan şöyle ışıldasa onlardan birinde. 
Tabi bu arada ''all time favourite''im Selma Ergeç.
  4 // Tuba Ünsal
Sanırım 4 gün boyunca her hangi bir model ya da defileden daha fazla Tuba Ünsal konuşuldu. Baştan aşağıya Louis Vuitton'un F/ W 2011'e bürünen Ünsal herkesten şıktı. Göze batıcaz diye şekilden şekile giren bloggerlar / ya da tanıdık kontenjanından orda bulunan gençlere de kapak olur. Aslına bakarsanız böyle organizasyonlar için süper olan outfit bizim fashion week için de biraz abartılı. Ama Tuba Ünsal ders vermiş gibi.
5 // CENGİZ ABAZOĞLU
Hangi kriterlere göre modacılar bu haftaya kabul ediliyor bilmiyorum ama uzun zamandır aklımın köşesinde olan soru bu organizasyona Abazoğlu'nun neden katılmadığıydı. Kendi markasıyla olmasa da Adil Işık için yapmış olduğu tasarımlarla katılan Cengiz Abazoğlu da her halde ''sonunda ben de buradayım'' demiştir sanırım. Bu arada unutmadan, belki bilmeyen kalmamıştır ama daha önce Pretty Little Liars'ın yıldızı Lucy Hale bir ödül törenine tasarımcının elbisesiyle katılıp beğeni kazanmıştı. Bu arada bence daha fazla tasarımcı + marka iş birliğini görmeliyiz.
6 // MEKAN
Bu sefer tüm tasarımcılar penguen sürüsü gibi aynı yerde değillerdi. Üstelik bu seferki organizasyonun mekanı da oldukça cooldu. Tıpkı nyfw gibi bir çadırda düzenlendi. Bunun yanı sıra Simay Bülbül kendi ofisinde, Gül Ağış (Lug Von Siga) Galatsaray Hamamı'nda, Özlem Süer, Hollanda Başkonsolosluğu'nda, Mehtap Elaidi de Spoil'de defilelerini yapmayı tercih etmişlerdi. 
Mekan demişken başta vogue olmak üzere hiçbir dergi neden party vermedi ?
7 // ONLINE
Kaç dönemdir tartışılan sadece tasarımcılarının çoğunun özgün olmaması değil yapılan organizasyonun da ne kadar yavan olduğu konusuydu. Bu yavanlık hala kısmi olarak devam etse, New York Moda Haftasıyla aynı tarihe denk getirilerek Istanbul'dakilerin sadece evcilik oynadığı var sayımında bulunabiliriz. Ancak öte yandan IFW'nin daha düzgün bir web siteyle çalışmaya başlaması, sosyal medyada ve özellikle de instagram'da aktif bir şekilde bulunması da bu sezonun artı değerlerindendi.
görseller, markafoni blog
niyazi erdoğan görselleri ise tasarımcının facebook sayfasından.

1 yorum:

  1. didem soydan çok çirkin bir kadın yolda görsen suratına bakmazsın.

    YanıtlaSil