31 Ağustos 2010 Salı

TOP SONGS OF AUGUST

Yaz ayları artık sona erdi. Her ne kadar da kendimizi 21 Eylül yazın bitişidir diye kandırsak da işte Ağustos ayı da son buldu, geride ise ay boyunca dinlediğimiz şarkılarla akıllarımıza yer eden hatıralar kaldı.
SONG OF THE WEEK
 EMINEM // LOVE THE WAY YOU LIE ft. RIHANNA
 YOLANDA BE COOL & DC UP // WE NO SPEAK AMERICANO 
 ARMIN VAN BUUREN // NOT GIVING UP ON LOVE vs. SOPHIE ELLIS BEXTOR (2 WEEKS)

Bunlar dışında ;
Kid Cudi & Best Coast & Rostam from Vampire Weekend // All Summer 
Crookers ft. Rosisn Murphy // Royal T
Dido // Everything To Lose

Albümlerden ise
Eminem // Revovery
Goldfrapp // Heads First
Ramadan // Hazır Mısın ?

Her zamanki gibi bir de Eylül ayında yayınlanacak albümlere göz atmalı ! Albüm listesi geçtiğimiz aylara nazaran bir hayli kabarık, ucuz Türk Popçularının yaz albümü diyerekten sabun köpüğü şarkılarla doldurdukları lay lay lom parçaları Amerikan Yerlileri Eylül ayında piyasaya sürüyor. Orda kural bu. Tüm A-List şarkıcılar bunu yapıyor.
Sara Bareilles // Kaleidoscope Heart
Kid Rock // Born Free
N.E.R.D // Nothing
Robyn // Body Talk Part 2
David Archuleta // Otherside of the Down
Linkin Park // A Thousand Suns
Olivia Newton- John // Grace and Gratitude Renewed
John Legend and The Roots // Wake Up
Maroon 5 // Hand All Over
Liza Minelli // Confessions
Ne-Yo // Libra Scale
Eric Clapton // Clapton
Phil Collins // Going Back
Mark Ronson and the Business International // Record Collection
Seal // 6: Commitment
T.I //  King Uncaged

Bu ay iki de video paylaşmak istedim. Biri Armin Van Buuren ve Sophie ortaklığı. Porselen bebek her zamanki gibi harika klip sanki bir moda çekiminin background videosu gibi olmuş.


İkinci video ise eğlenceli halleriyle All Summer şarkısına ait.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

BUNLARI SÖYLEMESEM İÇİMDE KALIRDI ... EMMY'LER VE MEDYADAN BİR KAÇ NOT ...

Aslına bakarsanız 5 gün içinde 11 post, yorulmuştum, kendime 2 gün internet yasağı koymuştum, ne de olsa telefondan mailler, blog yorumları ve tweetler kontrol edilebiliyordu, ama elime sabah gazeteyi aldığımda içimde tutamadım, medyada yer alan bir kaç haber hakkında yorum yapmak istedim. Bu vesileyle hakkında yazı yazmayacağım dediğim Emmy'lere de şöyle bir ucundan dokunurum.


  • Emmy'lere başlayalım isterseniz. Bahsetmek istediğim en önemli nokta açılış seremonisi ve daha sonra aralarda gösterilmek için hazırlanan videolardı. Çeşitli dizilerin oyuncuları birleşip, diğer dizilere göndermeler yaparak kısa filmler(adları her neyse) hazırlamışlardı. Glee yıldızları, Tina Fey ve Lost'tan Jorge Garcia'nın (Hugo) bir araya gelmesi. Modern Family ekibi ve George Clooney ile Family Guy'ın birleşimi. Düşünebiliyor musunuz Türkiye'nin Emmy'leri olarak adlandırılan İsmail Cem TV ödüllerinde Aşk-ı Memnu ve Ezel ekibinin; Gönülçelen ile Arka Sokak'ların bir araya geldiğini. Şişkin egoların boy gösterdiği Türk Medyasında böyle bir şey ? Delirmiş olmalıyım bunu düşündüğüm için. Söz Emmy'lerden açılmışken kazananları ve fikirlerini canlı canlı blogunda paylaşan kültür/sanat bloggerımızı The Balkabaa'na da tebrikler. Kendisi benim Grammy, Golden Globe ve Oscarlar'da denediğim, ama sıkıldığım için yarım bıraktığım projeyi gerçekleştirdi. http://www.thebalkabaa.com/ . (Sol tarafta tercihini Alexander McQueen'den yana kullanan True Blood yıldızı Anna Paquin).
Geceye, Lucila Sola ile katılan Dolce & Gabbana içindeki Al Pacino ve Burberry içindeki Hugh Dancy ile neredeyse gecenin en şık kadını olan Armani Prive ile Claire Danes.
  • Hala IFW mi sayıklıyosun diyeceksiniz ama HT Gazetesinde yer alan iki ayrı yazıya katılmadan değinmeden edemiyeceğim. Ancak başta şunu söylemek istiyorum, Istanbul'u diğer saygın moda haftlarının ''mahşerin 4 atlısının'': Milano, Paris, London, New York; içine sokma çabaları var. Yavaşşş. Henüz Barcelona, Los Angels, Sao Paola FWlerin bile bunlara aynı gruba sokulmadığı bir platformda ''siz kendinizi ne zannediyorsunuz'' derler adama. Orada bulunmadım ama giden insanlar defilelerin mükemmelliğinden bahsederken, rezil organizasyondan şikayet ediyorlardı. Böyle mi gireceksiniz bu AList şehirler arasına. Onca yıl aklınız neredeydi hem? Evet büyük oynamak gerekir, ancak adım adım ...
Kuyruklu güzeller Tina Fey; Oscar de la Renta ve güzeller güzeli Eva Longoria Parker; Robert Rodriguez ile.
  • Elif Key'in ve Esra Çoruh'un HT'deki yazılarına da değinmek isterim. Birkenstocklarını, eteğini ve t-shirt'unu üstüne geçirip gittiğini söyleyen Elif Key'e kocaman bir alkış. Ben de orada bulunsaydım, aynen Birkenstocklarım, şortum ve de trendy bir gömlekle boy gösterirdim sanırım. Esra Çoruh ise gelen konukların ''görmemişliğinden'' yakınıyordu. Kadın haklı ! Sokak Moda Blogları sayesinde Avrupa Moda haftalarına katılan sıradan insanları gözlemleyebiliyoruz. Hepsi trendy ama hepsi sade. Ben de bir çok görselleri sizlerle paylaştım Ece Sükan, Deniz Berdan, Burcu Esmersoy gibi güzeller oldukça şık ama sadelerdi. Makyaj ve saç konusunda demek istiyorum. Ama gelin görün ki bloggerlar ve blogger olmayan diğer senden benden insanlar... Ahh onlar ... Hepsinde de bir değişik hava. Anlıyorum hepiniz de heyecanlısınız ama, abartıya gerek yok ! Hele bu yaz sıcaklarında makyaj ?? Şu kızların güzelliklerini makyajla bozma huylarına, makyaj yaptıkları zaman kendilerini daha güvenli ve güzel hissetmeleri fikrini anlamıyorum ... Yine de erkek moda bloggerlarını gördüm de en iyi duruşlar onlardaydı sanırım.
Cheryl Hines, karizmatik (evet isim cidden karizma değil mi ?) Zac Posen ile, Modern Family yıldızı Sofia Vergera hatlarıyla bana Sevda Demirel'i hatırlatsa da Carolina Herrera'sı içinde oldukça alımlı. 
  • Bir diğer konu ise yaratıcılık. Rahşan Gülşan bugünkü yazısında kendilerini Türkiye'nin en büyük starları ! (çakmaaaa) zanneden Hande Yener ve Demet Akalın'ın Lady GaGa'laşma hevesinden bahsetmiş. Ancak bunu yaparken kendisi komik duruma düşmüş zira -sağır sultan bile biliyor- ''Sopa'' videosu GaGa'dan değil İngiliz Cheryl Cole'dan arak. Evet neticede arak, ama en azından bir haber yapıyorsan biraz daha özenle hazırlayabilirsin. Gelelim Rahşan'ın asıl konusuna. Yavrucum -böyle diyorsam bana kızma, seni çok seviyorum ve hergün merakla takip diyorum- sen ne zaman gördün ki bizlerin orjinal işlere imza attığını, en sevilen TV Yapımlar, Reality Showları hepsi arak, yerli malı yurdun malı olarak lanse edilen yapımlar bile birebir kopya.
 Şık ve uyumlu çiftler iş başında. Giorgio Armani içindeki Jennifer Westfeldt ve John Hamm. Yanında ise Tom Ford giyen Jimmy Fallon ile MaxMara giyinen Nancy Juvonen.

          Medya alanının içinde olduğu birçok iş sektöründe torpilin ön plana geçtiği yerde yaratıcılıktan yoksun adamların işe alınmasının sonucu budur. Daha geçtiğimiz günlerde düzenlenen IFW'de bile bu konuda bilgili bloggerlar tasarımlarda yabancı modacılarının izlerinin çok olduğunu vurguladılar. En basitinden ben bile hakkında yazacağım bir konuyu başka bloglarda gördüğüm zaman duraklayarak kendi bloguma alıyorum. Evet neticede fikir benim fikir ama hakkında daha önce zaten çokça yazıldı. Her neyse, sonuç ne mi oluyo Acun Bey, Survivor'u, Var Mısın Yok Musun? 'u Türkiye'ye getirir ve ayakta alkışlanır. İlham almak o kadar kolay ki, ancak siz sadece gün boyu İstiniye Park'ta gezinerek ''biz sanatçıyız'' deyin. Sizin sorununuz ne biliyor musunuz ? Ayna karşında GaGa videosu çıktığı anda eline parfüm şişesini alıp mikrofon yapıp 15 yaşındaki teenage kızlardan farkınız olmadığını anlamamanızdır.


Calvin Klein Collection'ı seçen Matthew Fox ve eşi Margherita Ronchi. Yanında ise bana MET Costume Institue Gala'daki Zuhair Murad içinde poz veren Jennifer Lopez'i anımsatan görüntüsüyle Lea Michele.(pek de şık sayılmaz.)
  • Şimdilik bu kadar dağılabilirsiniz.
Gecenin en şık iki isme ise sona saklandı.
Marchesa ve Louboutin'leri ile Heidi Klum diğer tarafta ise Giorgio Armani içinde George Clooney

29 Ağustos 2010 Pazar

ISTANBUL FASHION WEEK MEN ON RUNWAY // NİYAZİ ERDOĞAN + DAMAT/ ADV + HATİCE GÖKÇE + AVVA

Yazıya başlamadan önce Special Thanks to Gossip Boy izleyicilerine. Bir hafta boyunca modayla alakalı olmamama rağmen tüm #ifw postlarıma direnç gösterdiniz.  Bu yazı da tüm erkek takipçilerime gelsin.

Bir günde üç post. Teşekküler Istanbul Fashion Week. Sanırım tüm postlar içinde yazarken, hazırlarken en fazla bunda eğlenicem çünkü erkek modası zamanı. Bunca gün kadınlardı derken, erkekleri ayırarak hepsini bir arada sizlere sunmak istedim. Niyazi Erdoğan'ın cool çalışmaları. Damat / ADV'nin aile babası imajı. Hatice Gökçe'nin yenilikçi ve sıradışı koleksiyonu. AVVA'nın dandy look, şık erkekleri. Bence erkek modası kutlanmalı, ayakta alkışlanmalı.

Niyazi Erdoğan'ın işleri Karma 2 defilesinde sergilendi ve bence bomba oldu. Evet orada Tuvana Büyükçınar da vardı, ama işte Tuvana. Mesaj aynı. ''Yeter ki Sinem Kobal tarzı gençlerimiz giysin''. Oysaki Niyazi de bambaşka şeyler vardı. Erkekleri kalıplarından çıkaran bir şeyler...
Caddelerde bu kombinle gezen erkekleri bir düşünsenize. İnanılmaz cool.Kırışık gömlek bir numara. Hele renkli kıravat ? Sıkıcı ve ciddi değil, hem renkli, eğlenceli, hem de şık. Sade bir görünüm yerine aksesuarla zenginleşip daha iyi görünebilirsiniz. Bence ben bu kıravatı ve gömleği edinmeliyim.
Renkler yine başrolde. Bence erkekler artık iyice alışmalı renkli giyimlere. Bizler bunu yaparken diğer gözler de bunu yadırgamamalı. Defilede podyuma çıkan Umut Eker ise imajı ciddi anlamda iyi yansıtmış. Bu arada o dövmeler sanki kombinler için yapılmış. Ancak bu kadar hoş bir ikili ortaya çıkardı her halde.
 Şapkalar son yıllarda zaten revaçta, ancak 2011 İlkbahar/ Yaz sezonunda yeniden bunları görmek oldukça hoş olucak.Tshirt'lerdeki yakalara dikkat ! Ancak hepsinden önemlisi ceket içindeki piksel detaylar. ne yaparsanız yapın renkleri bir yerde kullanın.

Niyazi Erdoğan sonrasında birazcık sıkılma vakti. Zira Damat / ADV vakti. Neden böyle bilemiyorum ancak bende bir ''baba'' ya da ''aile erkeği'' imajı çizildi. Zaten podyuma Beyaz'ı çıkartarak imajlarının ne olduğunu da belli ettiler. İçinde cidden hoş kombinler olsa da bilemiyorum Niyazi'den sonra çok sıkıcı. Yine de kreasyonda renkler de mevcut. Oldum rengarenk diyerek giyeriz onları da. 
Klasik kesimler, yenilik yok, risk almadan giyilebilecek hoş kombinler.
Şortlarda da kıvırma modası 2011de devam ediyor. Bunu ben bile çoktan uyguladım zaten.
Alın size renk cümbüşü. =)

Bir de AVVA tarzı var. Yukarıda da belirttiğim gibi dandy look guys için güzel kombinler mevcut. Buz saçlı erkekler defilenin sürpriziydi. Hazır olsun az sonra neredeyse bütün kreasyon burada.
Renkler muhakak bir yerlerde kullanılmalı. Ayakkabılar ise şahane.
Çantalar, çantalar, çantalar ...Evet ben de çanta meraklısıyım ve boyundakiler... Hepsi de çok hoş.
Karizma nasıl mı yaratılır ? Tabi ki AVVA giyinerek.
Renkler, renkler, renkler .... Ayrıca modellerde inanılmaz gerçeküstü duruyorlar ...


Ortadaki outfit tam benlik.

Ve en sona sakladığım Hatice Gökçe ... Bilmiyorum kendisi buradan benim sesimi ne kadar duyabilir, ama eğer bunu okuyan ve kendisini tanıyan biri varsa, lütfen gitsin ve kendisini anlından öpsün, benim yerime kutlasın, tebrik etsin, teşekkür etsin... Bir kadın olarak erkek modası yaratmak, ona yenilikler getirmek ve bunda başarılı olmak. Ayakta alkışlanırsın sen Hatice Gökçe.
Hatice Gökçe derilerine bayıldım. Ve bu son bembeyaz outfit. Dikkatinizi çekmem gereken en önemli detay ise ayakkabılarda. 

ISTANBUL FASHION WEEK : FOURTH DAY ON RUNWAY // ÖZLEM KAYA + GAMZE SARAÇOĞLU + ÖZLEM SÜER + KOTON

Istanbul Fashion Week'te dördüncü gün ve ben artık yoruldum. Bunca eğlenceli posttan sonra artık bir parça da olsa isreksizlik üstümde ancak yılmadan yayınlıyorum bunu da.  Son gün podyum üzerinde yer alan isimler ise Özlem Kaya, Gamze Saraçoğlu, Avva, Özlem Süer ve Koton oldu. Avva'yı erkekler post'una ayırdığım için geri kalan 4üyle ilgili bir post hazırladım.

Özlem Kaya ile başlayalım. Şık kadınların taşıyacakları kıyafetler yanında Indie / Hippie dokunuşları ve Pocahontas modası da vardı. Ya da bana o uzun örgü saçlar ve de kahverengi uzun elbiseler bunu çağrıştırdı.

Gamze Saraçoğlu hepsi de birbirinden şık kıyafetler tasarlamıştı, ancak 4.günün sonunda artık neredeyse bütün kıyafetler bana aynı gelmeye başladı. Yine de bu kıyafetleri giyen kadınların oldukça alımlı gözükebileceklerinin altını çizmek isterim. Haydi hanımlar Saraçoğlu'nun kapısını aşındırmaya. Maxi Dress'lere ve beyaz pantalonlu kombin ise en iyileri.












Ve peri masallarına taşındığımız Özlem Süer defilesi. bunca kıyafet nerde nasıl giyilir bilemiyorum, acilen balolar düzenlenmeli.


Son olarak Koton'dayız. İşte Allesandro Ambrosio'lu 2011 mayolar. Organizasyonun en başarısız defilesi olarak lanse edildi. Kapı önündeki izdiham, itilip katılmalar nedeniyle. PR işini kendi başına yapmaya kalkan Koton'un hazin hikayesi. Kapnış böyle mi olmalıydı ?


görseller markafoniden

ISTANBUL FASHION WEEK FOURTH DAY STREET STYLE

Istanbul Fashion Week için son kez ITU Taşkışla Bahçesindeyiz. Onlarca ünlü gelmesine rağmen hiçbirinin fotoğrafı yok. Elde olanlarla idare etmem gerekiyor. Yalnız şunu söylemeleyim geçtiğimiz gün gerçekleşen Tuvana Büyükçınar defilesine modacının tasarımıyla Seren Serengil de katılmış. Görüntüyü gördüğümde resmen kadın kendini aşmış dedim.

Bir kaç tane daha haber vermem gerekirse, Elle sayesinde türkiye'ye gelen bloggerlar övgüyle söz ediyorlar sürekli ! Cidden mi başarılı yoksa davetiyeli oldukları için nezaket mi gösteriyorlar ?

FaceHunter Istanbul'da olduğu sürece görseller paylaşmaya devam etmiş. Ancak Avrupa şehirlerinden daha değişik şeyler.

Prince Pelayo ise Türkiye'ye gelmişken Elle için çekim gerçekleştirmiş.



Tanıdınız mı ?
2. görselin hali ne ?
görseller markafoniden

28 Ağustos 2010 Cumartesi

ISTANBUL FASHION WEEK : THIRD DAY ON RUNWAY // KARMA 2 + ÖZGÜR MASUR + HATİCE GÖKÇE + BAHAR KORÇAN

Istanbul Fashion Week'te 3. gün oldukça erken bir saatte Argande defilesi ile açıldı.  Hemen arkasından gelen KARMA 2 defilesinde Niyazi Erdoğan, Necla Güvenç, Tuvana Büyükçınar ve Rana Berna Canok yer aldı. Merakla beklenen Özgür Masur, Hatice Gökçe ve Bahar Korçan defileleri ise ardarda sıralanmıştı. Günün kapanışı ise Damat /ADV 'den geldi. Post içinde Niyazi Erdoğan, Damat/ ADV ve Hatice Gökçe erkek kreasyonları yok. Onlar başka bir postta.

Tuvana Büyükçınar'daki renkler muhteşem. Tam genç kızlara göre. 18likler artık 30luklara özenmez de umarım Tuvana'nın kapısını çalar. Ayakkabılar da yine cıvıl cıvıl. Outfitler bana Günseli Türkay'ı hatırlattı. Yanlış anlaşılma olmasın, renk kullanımı açısından. İki modacı da bence tam anlamıyla ilkbahar / yaz hazırlamışlardı.


ve Rana Berna Canok.
  Özgür Masur; bende merak uyandıran en büyük isimlerden biriydi. Hazırlamış olduğu her şey giyilesi, alınası. Renker ve ten uyumlulukları, insanı sıkmayan ve dışarıdan bakınca içini rahatlatan kıyafetler. Bilmiyorum, ben bakınca bunları hissettim. Kız olsam kapısında yatardım sanırım. tebrikler Özgür Masur.








Hatice Gökçe ise erkeklerde bir numara, ancak erkeklerdeki marjinal, sanatsal dokunuşlara nazaran kadınlarda daha normal ! yine de oldukça hoş ve albenili. Beyaz pantalonlar, renkli üstler ve deriler..


Bahar Korçan ve Dinle...Kreasyon olarak değil de (yanlış anlaşılmasın onlar da mükemmel) kareografi ve podyum açısından bence can alıcı. toprak dokunuşları da, fikir de, gerçekleştirme aşaması da oldukça başarılı. Orjinal olsa gerek ? IFW'nin en iyisi diyebilirim. Simay Bülbül ve Bahar Korçan arasında kaldım sanırım. Sanırım tüm outfitler moda haftası boyunca sergilenen tüm kıyafetlerden başka bir yerde duruyor. Görsellere bakınca sanki tiyatro izliyormuş havası var ayrıca!

görseller markafoniden