31 Ocak 2011 Pazartesi

LET'S GET LOUD WITH MUSIC

Tamam müzik piyasası iyice sıkıcılaştı. Aralıkta 2010un geride bıraktıklarına takılı kaldık, heyecanla yeni yılı bekledik ama maalesef ocak ayında da müzik endistürüsü durgun olduğundan biz hala 2010da yaşıyor sayılırız. Müzik adına Brit Ödüllerinin 2011 adaylıkları açıklandı. Bunun dışında NRJ Ödülleri (aka Fransız Grammyleri) dağıtıldı. Britney Spears yeni single'ını yayınladı ve Lady GaGa geri döndü.

Song of the weeks
3Hafta boyunca // Kanye West & 1 Hafta boyunca ise Scissor Sisters !
ve Scissor Sister videosu !

Lady GaGa // Scheisse (Born This Way- Remiz // Mugler Paris Show)


Britney Spears ''Hold It Against Me'' ile yeniden Billboard Hot 100e #1'dan girdi. Ve videosu da pek yakında  yayında, şimdilik ise bize gönderilen fotoğraf ile idare etmeliyiz. Mart ayının GQ kapağında yer aldığını da belirtmeliyim.

NRJ AWARDS 2011 WINNERS


Francophone Revelation of the Year: Joyce Jonathan
International Revelation of the Year: Justin Bieber
Francophone Female Artist of the Year: Jenifer
International Female Artist of the Year: Shakira
Francophone Male Artist of the Year: M. Pokora
International Male Artist of the Year: Usher
Francophone Group/Duo of the Year: Justin Nozuka & Zaho

International Group/Duo of the Year: The Black Eyed Peas
Francophone Song of the Year: M. Pokora – "Juste Une Photo De Toi"
International Song of the Year: Shakira – "Waka Waka (This Time for Africa)"
Concert of the Year: The Black Eyed Peas
Music Video of the Year: Lady Gaga & Beyonce – "Telephone"
Hit of the Year: Flo Rida feat. David Guetta - "Club Can't Handle Me"
NRJ Award of Honor: David Guetta


Brit adaylıklarına gelince Grammy'lere nazaran çok daha yerinde kararlar verilmiş. Bunu da ödül töreninden önce konuşuruz :) Ayın 13 Şubatta Grammyler 15 Şubatta ise Britler dağıtılmakta ! Not edin :)

Şubatta güzel albümler yolda ! Bunlar yetmez diyorsanız neyse ki şubat ayında sinema şöleni var !
Adele // 21
Hercules And Love Affair // Blue Songs
Ricky Martin // MusicA + Alma + Sexo
P. J. Harvey // Let England Shake

2 KİTAP 2 HİKAYE 2 KÜLTÜR

Mario Vargas Llosa Perulu bir yazar. 1996 basımı kitabı ''Masalcı'' da bizleri hem Peru'yla hem de Güney Amerika Kültürü ile tanıştırıyor.

Perulu anlatıcı Floransa'da gezdiği sanat galerisinde, karşılaştığı tablodan çok etkilenir, çünkü kendisine bir çok şey anlatmaya başlar. Kendisi tabloya daldıkça ''masallar'' anlatılmaya başlanır. Masallar ise inanılmaz keyfili mitolojik hikayeler. Amazonlarda geçen büyüleyici öyküler. Peki bu masallarını anlatan kim ? O masalcı ?

Masalcının kim olduğunu ararken bir taraftan da anlatıcının yıllardır görmediği, yüzünde garip lekeye sahip olan arkadaşı Saul'u düşüneceksiniz.

İçinde göndermelerin de bulunduğu Franz Kafka'nın ''Dönüşüm''ü gibi bir de değişimin ve metamorfozun hikayesiyle karşılaşacaksınız.

Amazon Ormanları, yeryüzünden kaybolmaya yüz tutmuş bir kabile, Saul'un hikayesi ve masallar ... Bir solukta okuyabileceğiniz türden ...

''Rosa'' ise sizi Kuzey Yarım Küre'ye taşıyor. Hem de Norveç'e. Nobel Ödüllü yazar Knut Hamsun'un 1900lerde kaleme aldığı bu eser yolu Noveçe düşen bir genç delikanlının tutkulu aşkını ve o dönemim ekonomik sorunlarını ele alıyor.

Bazı kitapları bir film izler gibi okumayı severim, sanki muhteşem bir sinematografi ile inanılmaz görüntülerle süslenmiş bir dönem filmi gibi. Okurken o ormanlardan geçmeyi istemek, tekneyle sahilden açılmayı, karakterlerle sahilden yürümeyi ve o Nordic tınıları görmeyi dilemek, işte ben okurken aklımdan geçenler ...

Romanı ise Türkçeye şair Behçet Necagil kazandırmış. Aynı zamanda her iki kitabın yazarı da Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır ve Mario Vargas Llosa 2010da bu ödüle sahip olmuştur.

30 Ocak 2011 Pazar

GLAM STRIKES BACK IN PARIS ! COUTURE SHOWS

Moda sanat değildir demek yanlış olur. Paris Spring 2011 Couture Fashion Week'te sergilenen tüm kıyafetler bunu kanıtlar gibi zaten. Ağır işçilik, el emeği göz nuru işlemeler ... Givency'nin 4,000 saatine ne diyorsunuz peki ? Evet, uzun uğraş verdiği için sanat değil, ancak o uzun uğraş sonucu insan üstü bir başarı ortaya çıktığı için, bizi büyülediği için sanat eseri.

Ödül sezonu açıldı. Grammy's, Brit, Bafta ve Academy Awards daha sonra Cannes Film Festival etc. etc. Kimlerin az çok ne giyeceğini bu görsellere bakarak kestirebilirsiniz ? İsterseniz bir de iddia köşesi açalım. Hangi tasarımcıdan hangi kıyafeti hangi oyuncu giyecek diye ?

Couture'da sadece yerlere sürünen veya balon modelinde elbiseler yok, 20lerin Amerikasından yükselen moda Marlene Dietrich modası smokinler, pantalonlar ve şık bluzlar da - gece kıyafetleri- podyumlarda bizleri karşılayan kıyafetler olu.

Chanel'in Anna Wintour'u hatırlatan kreasyonu, Armani Prive ve Givency'nin neon ışıkları. Jean Paul Gaultier'in de androjen modasına yak uydırması ''men's show''dan sonra burda da göze çarpıyor. Andrej gelinlik içinde karşımıza çıkıyor. Elie Saab ise Jennifer Lopez tarafından Oscarlarda giyilmeyi bekleniyor. 


Oscarlar demişken Tilda Swinton için Fendi, Lanvin ve Jil Sander'ı düşünüyorum. Julianne Moore ise büyük ihitimal Tom Ford giyecektir. 
ALEXIS MABILLE
ARMANI PRIVE
ARMANI PRIVE
BOUCHRA JARRAR
CHANEL
CHANEL
CHRISTIAN DIOR
ELIE SAAB
ELIE SAAB
ELIE SAAB
GIVENCHY
GIVENCHY
GIVENCHY
GIVENCY
JEAN PAUL GAULTIER
STEPHANE ROLLAND
STEPHANE ROLLAND
VALENTINO
ZUHAIR MURAD

29 Ocak 2011 Cumartesi

TALENTED MR.FORD

Mr. Ford bu aralar her yerde ! Evet artık o Tom Ford değil. Mr. Ford. Kendine böyle denmesinden hoşlanıyomuş. Sanmıyorum ego sorunu olduğunu. Zira Gucci'den neden yolunu ayırdığını ve hayat tarzını değiştirdiğinden bunun öyle olmadığını anlıyorsunuz. Bir de Paris Vogue faktörü var. Koskoca Vogue'u koskoca Tom Ford'a teslim etsinler, adam edito köşesinde sadece Terry Richardson ile öpüştüğü resmi koysun ve altına ''Merry Christmas'' yazsın.

2010 yılının enlerini seçerken yılın adamı olarak belirlemiştim kendisini. ''A Single Man'' ile zirveye yakın bir yerden başlayan sinema kariyeri ardından sonbaharda modaya geri dönüşünü kutladı. Hem de ne kutlama !

Şubat kapakları Tom Ford ile süslnemeye devam ediyor. Interview Magazine ve Out Magazine'de. Üstelik Out'un kapağında sevgilisi Richard Buckley ile. Daha önce diğer bloggerlardan önce Vogue'un Amerikan edisyonu için gerçekleştirilen ''preview''ü yayınlamıştım, şimdi de madem kendisinden bu kadar fazla bahsediliyor dedim, tamamını yayınlamakta fayda var !  Ancak ondan önce bir de şu konuşulan karelere göz atmalısınız. Bir çokları aşırı bulsa da ilgi çekici. İlgi çekmek için her yol mübah değil mi ? İşte Vogue Paris için gerçekleştirmiş olduğu çekim. Görüldüğü gibi Yetenekli Bay Ford'un elini atmadığı şey yok !

Ve diğerleri ...
Mr. Ford sinirli. Belli ki bloggerları pek de sevmiyo. İnsan bloggerı neden sevsin ki zaten. Bırakın blogları sevmeyi, interneti hiç sevmediği de açık. Sosyal medyadan uzak kalmasının yanında style.com'un da defilesini yayınlamasını istemiyor. Aslında adam haklı. Onca zaman sen uğraş, show için heyecanlan zaten hepi topu 15 dakika olan defilen bittikten sonra sana gelen konuklar bir diğer show için mekan değiştirirken senin kıyafetler internette dolaşmaya başlasın.  Belki de en azından bu konuda geçmişe dönsek hoş olmaz mı ? biraz daha fazla merak uyanmaz mı bizde ? Hem modeller hem ünlüler, podyumdalar. Saçma salak yürümüyolar. Zevk alıyorlar. Hepsi kendi showunu yapıyor ve eğlenip gülüyorlar. Üstelik Bay Ford hepsini de bir bir açıklıyor.

Her zaman belli sınıfların daha üstün olması gerektiği kanısındayım. Eğer Coddington, Roitfeld, Sozzani, Wintour ve daha fazlası orada defilede sadece seçkin 100 kişiden biri olmaya hak kazanmışsa biz de ancak onları bir kaç ay sonra görmeye itilmişsek bence burada sakınca yok.Bu da böyle bir dipnot olsun. Ha çalışın didinin ayrıcalıklı olun. Ben bunu yapmaya gayret edebilirim. Değil ki Tom Ford showunu izleyebilmek için... Her şey için ....

Tüketim toplumunda, her an her şey elimizin altında. Düşünsenize geçtiğimiz haftalarda Milano ve Paris'ten bütün showları - birçoğunu- anında aktardım burada. Şu anda taze, hala konuşuluyor, ancak 3 ay sonra. Hayır!  unutulacak. Üstüne üstelik onların konuşulması gereken zaman bundan tam 8 ay sonra başlayacak -sözüm ona-. Ancak ne gerek var. Konuşulması için zaten her an yeni bir aksiyon ortaya atılacak.

Erkek kolleksiyonu için ise biraz bekleyebiliriz sanırım. Bir kaç sürpriz :)

28 Ocak 2011 Cuma

WHO THE HELL IS TERRY RICHARDSON ?

Vogue Türkiye Şubat sayısı için kapak çekimini Terry Richardson ile gerçekleştireceğini açıkladığında heyecanlandım. Sıkıcı beyaz fon ve gölge ikilisin dışında aslında oldukça absürd, sıra dışı ve de seksi çekimlerle beni kendine hayran bırakmıştı çünkü.

Üstelik kapak yıldızı Paris Hilton'du. Paris Hilton belki Vogue için en iyi kapak seçimi değil, ancak pazarlama taktiği açısından biçilmiş kaftan, hele ki Hilton'u fotoğraflayan isim kendi gibi biriyse yani Richardsons'sa ortaya mükemmel bir iş çıkabileceği garantiydi. Ekim sayısı beni hala büyülese de - yani Şubat için en iyi demesem de- bence bu ay da harika. Styling harika, Hilton'un bakışlar güzel ... tek sorun klasikleşmiş beyaz fon ve gölge.

Madem Paris uğruna Richardson'un diğer işlerine göz attım, onları sizle de paylaşayım dedim. Ay boyunca bakalım aşağadakilerden hangisine benzeyecek diye de bekledim. 

Styling'de ilgimi çeken bir diğer nokta ise Hilton'un üstündeki kazağın Koton'a ait olmuş olması.  İstermisiniz bir de Paris, Fashion Week kapsamında Koton defilesinde boy göstersin ? Neyse, uzun lafın kısası dediğim gibi sonuç tatmin edici.

Terry Richardson'un kareli gömleklerinin sırrı ile Paris Hilton'u merak ediyorsanız bu ay Vogue almayı unutmayın. Üstelik bu muhteşem ikilinin bir de baş editör Seda Domaniç ile çekildiği kare de mevcut. Koşun alın derim. Mariano Vivanco ile Puerto Rico'da gerçekleştirilen ''Resort'' editöryali ise 10 numara.
Bu da Paris'in bir diğer Vogue kapağı. Vogue Paris. // 2006
Vogue Türkiye için pornoya dönüşmüş diyenlere ve kalite düşürmüş diyenlere kapak olsun. Bizimki daha iyi bence.

ve
Terry Richardson 

Aşağıda Vogue Paris Decembre / Janvier 2010/ 2011 special par Tom Ford sayısı için gerçekleştirdiği çekimler. 
Pussy West

Terry'nin bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu kapak çekimleri. En ilgi çekicisi ise hiç kuşkusuz Doutzen Kroes ile gerçekleştirdiği Vogue Russia June 2010 kapağı.
Gerçekleştirdiği çeşitli kampanyalar ve editör

27 Ocak 2011 Perşembe

BİRAZ BÜYÜLENMEYE NE DERSİNİZ ? @PERA MÜZESİ

''Sanat insanı yüceltemli'', ''eser ona bakanı, onu inceleyeni büyülemli'' der bazıları. Bu kelimeler karşısında inkar edemiyeceğim bir şey varsa o da dünki Pera Müzesi ziyaretimde gördüğüm eserlerin ayaklarımı yerden kesmesi.

Bugune kadar Pera Müzesi'nde gerçekleştirilen sergilerin birçoğunu gezdim (hatta bazılarını yazdım burada) ancak böylesini görmedim. Belki de hem ''Gelman Kolleksiyonu'ndan Frida Kahlo & Diego Rivera'' hem de ''Çarlık Rusyası'ndan Sahneler'' sergisini bir arada gezmem de buna etkendir.  Aslında hangisi beni daha çok etkiledi bilemicem.

Çarlık Rusya'dan: İlya Repin (Bu sergide bir çok Rus Sanatçının -19.YY ikinci yarısında yaratmış oldukları eserlerini görebilirsiniz.) Repin de onlardan sadece bir tanes.

Benim işim dolaylı anlatım olamaz. Gözü okşayan halılar boyamak, danteller örmek, modayı izlemek, Yani Tanrı’nın armağanını tersyüz etmek. Zeitgeist’a – zamanın ruhuna- boyun eğmek…bana uymaz. Ben 60’ların insanıyım. Benim için Gogol’ün, Belinski’nin, Turgenyev’in, Tolstoy’un idealleri hala yaşıyor. Mütevazı çabam, vargücümle düşüncelerimi gerçeğe yaklaştırmaktır: Çevremdeki yaşam beni olağanüstü etkiliyor ve huzursuz kılıyor, adeta kendiliğinden tuvale akıyor. Gerçeklik öyle acımasız ki, oturup nakış motifleriyle vakti geçirmeye vicdanım elvermez- en iyisi bu işi iyi yetişmiş soylu hanımefendilere bırakalım.”

5. Katta yer alan Çarlık Rusyası'ndan Sahneler seçkisi insana Tolstoy ya da Dostoyevski romanı okur hissi veriyor. Sayfaları çevirdikçe, tablolara baktıkça farklı hikayeler ... Bir tarih delisi olarak benim hayran kalmamam elde bile değildi, sanki fotoğraf kareleri inceler gibi ...

Frida / Diego 'da ise herkesi olduğu gibi beni de etkileyen Kahlo'nun yaşamı ve otoportreleri oldu. Ah bir de not almayı unuttuğum o küçük bebek tablosu. Sergide karşılaştığım sürpriz ise 30lı yıllarda ünlü fotoğrafçılara poz verdiği kareler oldu. Bir de benden ufak bir tavsiye, birçoğunuz Salma Hayek'in başrolünü paylaştığı ''Frida'' filmini seyredip oradaki müziklere hayran kalmıştır sanırım. Gitmeden önce ipod'unuza yükleyin ve soundtracki dinleyerek bakın o tablolara. Hayran hayran izleyin sanki Frida gerçekten karşınızdaymış gibi.

Sergileri gezerken daimi sergide yer alan ''Kaplumbağ Terbiyecisi''ni de ziyaret etmeyi unutmayın.

Bu arada Pera Müzesi'nin de bir blogu varmış. Hatta Frida / Diego sergisinin hazırlanma aşaması falan da yer alıyor. Meraklılara duyurulur. Tık.

26 Ocak 2011 Çarşamba

I LIKE YOU SO MUCH BETTER WHEN YOU'RE NAKED !! (+18 CONTENT)

Daha önce naked fashion'dan bahsetmiştim. İster modada minimal yaklaşım deyin, ister ''sex sells''. Sonucun ilgi çekici olduğunu hepimiz biliyoruz ancak.

Kimi zaman da moda editörleri ve fotoğrafçılar ilgiyi tamamıyle başka noktalara çekmeye meraklılar. Örneğin modele muhteşem bir Valentino couture'u olması gerektiği gibi giydirmiyorlar. Sanat mı yoksa nedir ? Orası bakış açısına kalmış. Nede ola dergilerin hedef kitlesi belli ? İşte bu iki örnek de tam buna işaret. Adres Russian Elle. Fall Couture editöryali ise Aralık sayısından.
Amaç ayakkabılara mı dikkat çekmek yoksa ?
Gelelim bu ayki kapak güzeline. Lara Stone. Dolgun göğüsler ve ayrık dişler. Podyumlarda değişen ölçüler. Belki de onun sevilmesinin nedeni herkes gibi ''skinny'' olmaması ? İster sevin, ister nefret edin, soğuk ve itici bulun. Ancak kendisi 2010 şubatından beri models.com un zirvesinde. Yani şu anda tüm modellerin kraliçesi. Amerikan Vogue'u için 50lilerin amerikanın kadınını da yansıttı, Fransız Vogue'u için soyunda da. Ancak hiç biri Industrie Mag'a verdiği pozlar kadar sıradışı olamaz elbette. Lara Stone'un bir de Fransız PlayBoy'u için bunlardan daha da provakatör pozları var. Ki bence bu olaya hiç girmeyelim. Ancak uzun lafın kısası Carine Roitfeld & Mert & Marcus yanına bir de Lara Stone'u alınca. Her comes the bomb !
 Bu da Vogue Hommes International F/ W 2008 sayısından.
Vogue Paris October 2010 /Realisacion Carine Roitfeld
Vogue Italy July 2007 / Steven Meissel ft. Karl Temper
Final Shot ! Lara Stone for Interview Mag