15 Aralık 2011 Perşembe

LET THEM ALL SAY ! - HEY LOLYTA HEY

Buğulu ve şuh sesi, kıvrımlı dudakları, saçları ve cidden seksi duruşu swinging sixties'in günümüze uyarlanmış hali, belki biraz çizgi karakteri gibi karikatürize edilmiş Playboy kapağından fırlamış gibi. 50, 60 ve 70lere özenen 2010 gençliğinin tek bir bedende vücut bulmuş hali ! Lana del Rey, kuşkusuz ekim ve kasım ayına damgasını vurmuş gibi. Bir nevi Kürk Mantolu Madonna, ona bakan gözlerini ondan alamıyor, şarkılarını bir kez daha bir kez daha dinliyor. Bir daha bir daha.

Kimi zaman bir pin-up tarzına andıran del Rey zaten yap-boz gibi bir kişilik ismini çok sevdiği Hollywood yıldzından alıp 80lerin Ford arabalarına selam çakıyor. New York çıkışlı plasebo etkisi yaratan del Rey biraz synth-pop ve indie-dance / rock ile 60ların California ruhunu ve duygusal ses tonunu birleştirdiği pop tarzıyla bence 2012nin de yıldızı olacak. Ama hakkında konuşulan en önemli bir diğer nokta ise dudaklarının gerçek olup olmadığı ? - Who cares ! Just let them all say- hey lolyta hey !

Onu ''Video Games'' ile tanıdık desek yeridir. Zorlama bir proje değil, tamamıyla gerçek. Video da kendi eseri, daha evvelden çekmiş olduğu kısa videolardan / fotoğraflardan oluşan bir kolaj da denilebilir aslında. Hatta durun bir dakika videoda Paz de la Huerta da boy göstermiyor mu ? Ki NME'nin 2011 en iyi videolar listesinde de zirvede yer alıyor.

Her bir şarkının ben de uyandırdığı duygu ise epic ! Ördek dudaklı şımarık bir New Yorker socialite gibi ''I was like 'no please'.'' dediği ''Blue Jeans'' şarkısının başı 70lerde insanı meydanlara çağıran anonslar gibi, gerisi ise daha da güzel ''Blue jeans, White shirt // Walked into the room you know you made my eyes burn // It was like, james dean, for sure // You so fresh to death & sick as ca-cancer // You were sorta punk rock, I grew up on hip hop // But you fit me beter than my favourite sweater, and I know

Şarkılarındaki popüler kültür göndermeleri de ayrı bir harika, 80ler Modernist Amerikan Kültürü aşığı New York Cool Kids takımından ya da Gossip Girl'cülerinden de diyebilirim sanırım. Bknz ''Diet Mtn Dew'' .  Yapmış olduğu şarkılar arasında en sevdiklerimden bir diğeri de ''Brite Lites'' oryantalvari ezgilerle başlayan şarkı daha sonra karanlık dans ritmleriyle devam ediyor ve devamında ''she wants to kill the dansflor''. Şarkı içinde de yine başka bir simge başka bir Ford, ''Arbor Dean''.

''Video Games'' videosunda çıktığı gibi de Amerikan Bayrağı ve simgesi del Rey için en büyük tutkulardan biri. ''Gramma'' içinde yine bayraklar onun için dalgalanıyor. ''Gramma said she'll leave the lights on for me //Gramma said the flags are waving for me''  ve elbette Amerika simgesi. ''A.M.E.R.I.C.A. // All ı want to do is play // see the city every day.


ve Lana'nın çizmiş olduğu karakter ve ruh ''Jump''ın sözlerinde hayat bulmuş, Doğu Yakası'ndan, Batı Yakası'na uzanan Beat Generation ruhu gibi. Ya da ''Kinda Outta Luck''ta olduğu gibi ''Motel singer at a silber ball // Femme fatale always on the run // Diamonds on my wrist whiskey on my tongue // Before I give back I gotta get drunk'' gibi sözler onu tanımlayabilecek başka satırlar.
Palm trees in black and white

Last thing I saw before I died

Palm trees in black and white

Was the last thing I saw before I died
Right line, right man
Right mixture of cocaine an heroin


O halde, onu dinlerken, arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve tıpkı ''Lolyta''da dediği gibi hayal edin...

could be kissing my fruit punch lips in the bright sunshine
I make the boys fall like dominos
I know that I'm mess with my hair and my suntan, short dress, bare feet
I don't care what they say about me

...ve sonrasında sizi tıpkı ''Mermaid Hotel''de olduğu gibi baştan çıkarmasını izleyin

Albümün ve Lana'nın ruhu aynı zamanda ''Video Games''in videosu ve şarkı sözleri gibi. Sonuç olarak tıpkı 70lerde New York Hotel Chelsea'de takılmış, California'da okyanus kıyısında kokainli palmiye ağaçlı beach partylerin müdavimi olmuş, yanık tenli, kısacık şortlu, Amerikan bayraklı t-shirtleri olan, Ford'dan şaşmayan ve 40ına geldiğinde New York'lu socialite bir middle-aged kadının albümünü karıştırıyormuş hissi vermiyor mu albüm ?

Ve tıpkı kendisinin de dediği gibi. Video Game is like SummerTime Sadness.
Singining in the old bars
Swinging with the old stars
Living for the fame

Son bir not ilk ''official'' albüm ''Born to Die'' 2012'nin Ocak ayı sonunda yayınlanıyor. Daha önce ''aka Lizzy Grant''ta yer alan en hip şarkılar bu albümde de yer alıyor.  Ayrıca del Rey Wonderland Magazine'in son sayısına kapak oldu, gelecek V Magazine Music Issue temalı sayıya kapak olacak ve Mart ayında İngiliz Vogue'unun kapağında yer alıyor. 2011in son günlerinde adeta tepeden dalan Lana, 2012yi zirvede geçirecek gibi. Ve ondan sonra .. büyük ihtimalle yeni 10 yılın en büyük ikonlarından birine dönüşebilir, belki de.
ve son harikası
Dalgalanan yeniden Amerikan bayrakları
bir de
Rihanna's boy friends on ''We Found Love'' vs del Rey's on ''Born to Die''

4 yorum:

  1. müziğini ben de beğeniyorum ama tipi için aynı şeyi söyleyemem. silikonu fazla kaçmış yamuk dudakları, botoksu ve dövme kaşları bana ne yazık ki çekici gelmiyor.

    YanıtlaSil
  2. hahaha bir audrey jr. olarak bu kadını asla kıskanmam bebekim, 2012 olmadan artık görüşelim!

    YanıtlaSil
  3. bu kadını sevmeyenleri anlamıyorum insanlıklarından şüphe edebilirim .

    YanıtlaSil