20 Aralık 2011 Salı

MAN OF THE YEAR: RYAN GOSLING - post #400

İster pijama deyin, ister denizci üniforması Ryan Gosling geçtiğimiz bahar Cannes Film Festivali'nde muhteşem Salvatore Ferragamo ile ''Drive'' ''photocall''una katıldığından bu yana, dergilerin erkek stil sayfalarını ve blogları süsler oldu. Geçtiğimiz sonbahar vizyona giren ''Crazy Stupid Love'' filminde ise  -sizce metroseksüel- duygusal boşluğu olan, dolabı her erkeğin -en azından giyinmeyi seven- isteyebileceği kıyafetlerle dolu bir womanizer'ı canlandarmış olmasıyla magazin basınında daha önceden çizmeye başladığı karakteri perçinlemiş oldu.

Aslında geçtiğimiz sene Michelle Williams'a Oscar adaylığı bile getiren ''Blue Valentine''la -ki bizde bu yaz vizyona girmişti- başlamıştı her şey diyerek ''Prince Charming'' hikayeme güzel bir başlangıç yapabilirim. Ancak her prince charming doğuştan şanslı olmayabiliyor. 2005 yapımı ''Stay'' filminde Naomi Watts ve Ewan McGregor ile kamera karşısına geçen Gosling bu filmde canlandırmış olduğu Henry ile belki de sinematografisi içinde cazibesini kullanmayan tek Gosling karakterini canlandırmıştı. En az Amenabar'ın ''Abre Los Ojos''u kadar değişik katmanlardan oluşan hikayesi ve kimi zaman takip etmesi zor olan kurguda Gosling 21. doğumgününde intihar etmeyi planlayan bilinç altı sayesinde farklı bir dünya yaratan ve gittikçe o bölgede daha da derine giden sanat öğrencisini canlandırıyordu. Düşünsenize filmin günümüz şartlarında çekildiğini ve Ewan ile Ryan'ın bir arada yeniden oynadığını ?
Tahta önünde bacak bacak üstüne atan Cameron Diaz'dan daha karizmatik bir öğretmen varsa o da kesinlikle ''Half Nelson''dan Dan Dunne. Filmde Gosling bir anlamda her öğrencinin sahip olmak isteyeceği öğretmen tipindeydi. Sadece sisteme karşı gelerek program dışı ancak daha yararlı dersler vermekle kalmıyordu, aynı zamanda siyah kız öğrencisine de dibe batmaması için fazlasıyla yardım ediyordu. Belki de kendi gibi olmaması için. Brooklyn'li Dan Dunne da 2011 model Gosling karakterlerinden çok uzakta. Sefil ve içler acısı bir halde. Nerede o ''Crazy, Stupid, Love''da ''Sen Gap'ten daha iyilerine laiksin!'' diyen modern Apollo nerede esrar içip bulaşık yıkayan sefil Atinalı. Unutmadan ! Ryan Gosling tek Oscar Aday'lığını da bu filmle elde etti.

IMDb'de Top 250 Movies listesi içinde kendine yer edinen ve 8.1 puan alan ''Drive'' filminde de Carey Mulligan ile karşılıklı oynadı. Ancak yılın en çok beklenen filmini seyredebilmek için biraz daha beklememiz gerek, zira film ancak Şubat 10'da ülkem sınırlarında vizyona gelecek, ancak dev ekranlı beyaz perdede illa da bir Gosling görmek isterim diyorsanız da George Clooney'nin yazıp yönettiği politik-dram filmi ''Ides of March''ta da baş rolde. Politika dozu az, dramı fazla olan senaryonun en güzel yanı ise Ryan'ın karakteri Stephen Meyers'in filmin başından sonuna kadar tanık olduğumuz dönüşümü izlemek. Kanımca ''Gosling is NOT THE new Leo'' ve bu filmde ondan beklediğinizden çok daha fazlasını alıyorsunuz. Sanki sadece rolleri değil, oyunculukları da Clooney ile yarışır gibiydi. Dediğim gibi henüz ''Drive''ı seyredemedim ama ''Ides of March''ta bugüne kadar oynamış olduğu karakterlerden en güçlüsüyle karşımızda, ''Half Nelson''dan bile daha fazla.
2006-2007-2008-2011: The Style Evolution

Michelle Williams, Emma Stone, Kristen Dunst, Carey Mulligan, çok yakında Eva Mendes ve Rooney Maara. Ryan Gosling kadınlara bayıldığını dile getiriyor, şansına rol arkadaşları da bayılabilinecek insanlar; ama karmaşaya yol açmamak için de ekliyor, ''aklınıza gelen sebepten ötürü değil, onların çok değişik iç güdü ve duyguları var; üstelik bu konularda onları çözmek de imkansız''.
Gosling'in yaratmış olduğu karakterlerle gerçek yaşamı arasında ortak olan noktalar ise her seferinde cool ve gerçek bir karizma olması. Filmografisinde indie-spirit B List but acclaimed filmlerden büyük yapımlara doğru kayan Ryan belki is the new James Franco da olabilir, ama kesin olan bir şey var ki genç yaşı sayesinde daha çok fazla filmini izleyebilicez, street-style looklarına ya da galalara katıldığında ona bakıp ''keşke ben de kıyafetleri onun kadar güzel taşıyabilsem'' diye iç geçiricez; çünkü kırmızı halıda ya da havaalından ağzında güneş gölzüğünün sapını ısırarak ayrıldığında üstündeki kıyafetlerle kendi moda kampanyasını çeker gibi poz veriyor !
Dude, we have too much to learn ! Yapmamız gereken ise kendimiz Cal Weaver yerine koyup Jacob Palmer'ı izlemek olucak. Tabi şunu da unutmadan;
Unutmadan her Ryan Gosling'in içinde bir Disney Club Kid yatar. Bu yüzden Keep Calm and Keep Calm. Yine de sağdakine bakıp avunmayı mı tercih edersiniz, soldakine bakıp iç mi geçirmek istersiniz o size kalmış.
Ryan Gosling hakkında inanılmaz matrak görseller için de http://fuckyeahryangosling.tumblr.com/ 'a ya da http://ryangoslingpublishing.tumblr.com/ bir göz atın isterseniz. 
HAPPY 400TH POST !

2 yorum:

  1. inanılmaz beğendim blogunu, zevklerimizin de uyması blogunu takip etmeme bir neden, başarılar heheh:D

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler =) çok mutlu oldum :)

    YanıtlaSil