
Cumartesi günü Pera Müzesi’ndeki Botero sergisi ve Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi ardından rotamızı AKM önünden santralistanbul’a doğru kalkan servislere çevirdik. Yanlış servise binme gafletine kalkıştığımız için ücretsiz olan servislere 3 milyon gibi bir ücret ödedik, neyseki diğer 3 kullanışımızda bedava olan servislere binebildik :P
Cumartesi günü alana vardığımızda kolumuza geçirilen turuncu bileklikler ile alanı gezmeye başladık, hayatilerle, bando takımıyla karşılaştıktan sonra Club 14.1'e geçip All Tommorow's Parties adlı belgeseli izledik. Bitiminde yine halen sıcağın hakim olduğu çimlere ve dev minderlere kendimizi attık. Girişe yakın bir yerde minderlere oturduğumuz için iki gün boyunca gelen geçenin ne giyindiğini konuştuk, hangi markların kullanıldığını gördük, şıkları ve rüküşleri seçtik. Yeri gelmişken söylemem gerekir ki giyim konusunda inanılmaz cüretkâr insanlar mevcuttu.

İkinic gün ise, bir çok insanın aksine, hızla yağan yağmur bizim keyfimizi kaçırmadı, zira millet ne yapsak diye düşünürken biz minderli kapıp üstü kapalı ortama geçip kaçışanları dikizleyip onların dedikodusunu yapıp eğlenmeye devam ettik. Ama maalesef o sırada çalmakta olan İlhan Erşahin’i de duyamaz olduk, zira sığındığımız yerdeki nüfüs arttıkça onlarda orada başka müzik çalmaya devam ettiler. İkinci gün Blur hakkındaki No Distance Left to Run belgeselini izleme gibi planımız olmasına rağmen izlemedik.
Havanın kararmaya başlamasıyla ana sahne önüne toparlanmaya başlayan gençlik arasında bizde yerimizi aldık, hem de oldukça ön sıradan.

Açıkçası ciddi bir Sophie Ellis hayranı değilim, sadece bu güne kadar yayınlamış olduğu single’ları bilirim, üstelik konser esnasında yeni albümünden parçalar seslendireceğini söylediğinde biraz hayal kırıklığına uğrasam da çok geçmeden ciddi anlamdakoparken ve dans ederken buldum kendimi. Sophie gerçekten de bana unutamayacağım bir saat geçirtti, belki atmosferin de katkısı olmuştur buna :P Kadın cidden taş gibi, dedikleri gibi cidden porselen bebek ! daha fazla abazalık yapmak istemem ama, hatun resmen kusursuz !! hani bir de ‘’sahnesi iyi’’ kalıbı vardır ya cidden bu durumda söyleyebilirim bunu. Eh seyircisiyle nasıl etkileşime gireceğini ve bizleri nasıl coşturacağını da biliyor. Sahne aldığı sırada ‘’ben nasıl daha önce Türkiye’ye gelmem'' diye hayıflanan Sophie, HT Gaztesine verdiği röportajda da muhakkak boğaza nazır Kuruçeşme Arena’da sahne almak istediğini açıklamış. Valla sen gel ben bir daha gelmem mi seni izlemeye be!.

Bakalım 2011de düzenlencek 10. Efes One Love’da kim var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder