7 Haziran 2010 Pazartesi

BIONIC (REVIEW) & PREVIEW OF AGUILERA

1998 yılında Justin Timberlake ve Britney Spears ile müzik piyasasına balıklama atlayan bir diğer isim de soyadını doğru yazıp yazamadığıma bir türlü emin olamadığımdan dolayı google'dan ''check'' ettiğim Christina Aguilera. ''Genie In A Bottle'' ile müzikal kariyerine adım atan Xtina single'ıyla hem UK hem US hem de Avrupa Listelerinde zirveye oturarak hayli hızlı bir giriş yaptı. Çıkış yapmasının hemen ardından bir de Grammy kucaklayan Aguilera; kendi, adını verdiği ilk albümü Christina Aguilera (1999) 'dan tam 3 sene sonra 2002 yılı sonbaharında ikinci albümü Stripped (2002) ile kaldığı yerden devam etmişti. İlkine göre daha başarılı olan bu albümle bu sefer US Billboard Top 200 listelerinde zirveyi ele geçirememiş olsa da UK listelerinde 2 numaraya yükselerek büyük başarı göstermiştir. (Zira ilk albümü İngiletere'de ancak 14 numaranın yüzünü görebilmiştir.) Yine Grammy kucaklayan Aguilera albümden ''Dirrty'', ''Beautiful'', ''Fighter'' ve ''Can't Hold Us Down'' gibi birinci sınıf hitler yayınlayarak beni kendine hayran bırakmıştır. (Gerçi Aguilera her zaman -ki hala da- benim en nefret ettiğim şarkıcıların başında gelir; sadece şarkıları ilgiçi çekmiştir.)

Hemen ardından 4 senelik bir ara. Xtina genelde emin adımlarla yavaş yavaş ilerlemeyi seven biri. 11 yıllık kariyere sadece 4 albüm sığdırarak yaptığı işleri ne kadar ciddiyetle ele aldığını gösteriyor. Klasik evrim süreci tamamlandıktan sonra bknz. Komşu kızlığından, sokak kızlığına terfi etme Aguilera bir evrim daha geçirdi. Her albümde farklı bir soundla karşımıza çıkan Aguilera Pop, R&B, Funk ve Hip-Hop 'ı denedikten sonra üçüncü albümü Back To Basic ile bizleri müziğin kökenlerine götürmek istedi, jazz, blues ve soul müziği harmanlayarak bizleri modern kültürün de temellerinin oluşmaya başladığı - ki benim en sevdiğim dönemdir, 20, 30, 40 ve 50lilerin Amerikasına götürdü. Linda Perry ve Mark Ronson gibi isimlerle çalışarak çift cdlik bir albüm hazırlayan Christina bir kez daha Grammy'i kucaklamıştı. Albümden; ''Ain't No Other Man'', ''Hurt'', ''CandyMan'', ''Oh Mother'' gibi hit single'lar yayınlayan Aguilera kanımca diskografisinin en iyi albümünü hazırlayarak müzikalitesini de bir kat daha arttırmıştı. Albüm US, UK , Avustralya da dahil dünyanın bir çok ülkesinde de zirveyi ele geçirmişti.

Ve yeniden 4 senelik bir ara. Christina bu arada, Cher ile stüdyolara girerek yıl sonunda yayınlanması beklenen Burlesque filmi içim kamera karşısına geçti ve yepyeni bir albüm için stüdyolara kapandı. Bionic (2010) adını verdiği 4. stüdyo albümü için 4 sene bekleyen şarkıcıdan hepimiz yüksek kalitede bişeyler bekledik. İlk 3 albümünde olmayan farklı bir soundla karşımıza çıkan Xtina, kendini tekrar etmediği için aslında takdiri hak etmesi gerekir. Ancak bu sefer de diğer şarkıcıların şarkılarından/ videoalarından esinlenme olduğu öne sürüldü. Bionic ile daha yapay, daha futuristic ve teknolojik bir sounda kayan Aguilere albümden ''Not Myself Tonight'' ve Nicki Minaj eşliği olan ''Woohoo'' single'larını yayınladı. Tıpkı Dirty gibi bir temaya sahip olan Not Myself Tonight klibinde fazlasıyla Lady GaGa esinlenmesi olduğu yazıldı. (Özellikle Perez Hilton olayın üstüne çok fazla gitti.) Şarkının ben tarafından oldukça sevildiğini söylemeliyim, ancak sabun köpüğü gibi olması nedeniyle 3, 5 gün 5, 10 kere dinledikten sonra hevesimi aldığımı söylemeliyim.

''Not Myself Tonight'' dışında albümde en fazla ilgimi çeken -ki yine yabancı bloggerların ve forumlarda yazanların da ortak düşüncesi oldu- şarkı ise ''Desnudate (Get Naked)'' oldu. Albümün elle tutulur bir diğer parçası ise smooth bir ballad olan ''All I Need''.(Tıpkı yumuşak içimli bir nescafe gibi). Linda Perry imzası taşıyan ismi ile de albenisi olan ''Sex for Breakfast'' albümden önerebileceğim başka güzel bi şarkı. Baştan çıkartmaya çalışılan ama başarılı olunamayan smooth soul izleri taşıyo şarkı. Bu 4 şarkı dışında pek de ilgimi çeken parçaların olmadığını belirterek Aguilera'nın kariyerinin en kötü albümüne imza attığını belirtmek isterim. Stripped albümü ve The Black Eyed Peas, THE E.N.D. albümünün tarzlarının karışımı olan albüme benden 2.5 yıldız. Yılın en kötü albümü olduğunu düşünüyosanız orda durun ! Zira daha kötüsü Adam Lambert ve For Your Entertainment.

PS. Albüm bugün ülkemiz de de piyasaya sunuldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder