14 Ağustos 2011 Pazar

BANA BİR MASAL ANLAT MODEL !

''Ah ben Türkçe müzik dinlemem'' diyenlerden değilim, her ne kadar bir zamanlar olsam da. Aslında bunu diyenleri de suçlayamam, saymaya kalkarsak kaç tane dört dörtlük şarkıcımız var ? Ya müzikler (ç)alıntıya sözler çok abuk. İş sahnelemeye gelince de hangisi dünya standartlarında performans izlettirebildi bize ? Sonuncusundan umudu kesmeye başladığımızı söyleyebilirim aslında ! 60şından sonra küllerinden doğmaya çalışan (performans açısından) Ajda Pekkan, 50sinden sonra 20lik kız aramaya çalışanlar gibi. Candan Erçetin'e gelecek olursak ya didaktik, sakallı felsefe yapmayı seven amcalar tarzında şarkı sözü yazar oldu ya da Fransızca müzikleri kullanmaya yöneldi. Hele geçtiğimiz kış herkesin dilinden düşüremediği Melis Danişmend albümü ? Daha fazla abartılan bir çalışma görmedim sanırım yıllardır. (Nedir bu Danişmend fobin diyecek olursanız, onu Danişmend'in arkadaşlarına sormalı.)

Müzik size içine çekmeli, anlatılan şarkı sözleri ise size bir hikaye anlatmalı. İşte Model'in albümünü dinlerken hissettiğim şey tam da buydu. Yatakta uzanırken belki de bir hayali arkadaşın ya da sevgilinin elinde kitapla bana hikayeler anlatması, kimi zaman gotik, kimi zaman eğlenceli ve renkli. Ama hiç birinin de içi boş değil. Albümü dinledikten sonra fark ediyorum meğerse grup ''Diğer Masallar'' olarak belirlemiş albümlerinin ismini. Bugüne kadar duyduğumuz masallardan farklı masallar, geride kalanları, hiç anlatılmayanları dinlemek için ise Model'e kulak vermek gerekiyor sanırım.

Aslında sıkı bir Model fanı değilidim, ''Değmesin Ellerimiz'' dışında yaptıkları işler hakkında da haberim yoktu. Ta ki açık havada bir okul ve öğrencileri havasında geçen Sertab Erener & Demir Demirkan konserine kadar. Videolardan, medyadan veya okuduklarımızdan gerçi onları pek tanıyamıyoruz, ancak Model'i özellikle de solistlerini sahnede gördükten sonra, daha şarkılarını dinlemeden kanımın kaynadığını hissettim. Sanırım daha şeker ve cıvıl cıvıl bir solistle karşılaşmamıştım.
Açıkhava konserinden: Fotoğraf Ozan Eicher (Tık)

İzmir çıkışlı 5 kişilik grubun albümünün prodüktörü ise Demir Demirkan. Hit şarkıları ''Değmesin Ellerimiz''in akustik versiyonu ve Sezen Aksu'nun ''Yalnızlık Senfonisi'' dışında albümde tam 10 şarkı bulunmakta. Bu arada vokalleri Fatma'nın sesi genel olarak Şebnem Ferah'a benzetilse de bana ''Yalnızlık Senfonisini'' söylerken yer yer Sertab'ı dinliyorum havası da verdi. Aslında yapmış oldukları cover, albümün havasına pek de uymakta. Melodramatik sözler ve rock tabanlı ezgiler.

Eğlenceli bir şekilde ''Buzdon Şato''yla başlayan albüm sanki bize anlatılacak hikayenin atmosferini tanımlamak ister gibi. Evet ''hepimiz yorgunuz bu hayatı yaşamaktan'' ve sığınmak istiyoruz kendi buzdon şatomuza, tek başımıza, vurmak isteyerek şişenin dibine. Sırada ise albümün en eğlenceli şarkılardan biri olan ''Şey...Belki'' .. Bağlanmak korkutur diye haykırıyor vokal Fatma, Can Temiz'in yazdığı / bestelediği şarkıyı seslendirirken. Ve ''Değmesin Ellerimiz'' korkuyorum aslında bu şarkının ergenlerin kulağına düşmesinden, istemiyorum Facebook statulerine meze olmasından, sözler daha ne kadar içten olabilirdi ki, tıpkı Adele havasında ya da tam tersi hikayenin anlatıldığı Nil şarkısı ''Hakkında Her şeyi Duymak İstiyorum'' gibi. ''Biz hiç beceremedik sevmeyi de terk etmeyi de, aşk kokan dudakların karşısında direnmeyi de''.

Sırada daha hard ve protest havasıyla ''Sana Ne''. Salla baş mode on tarzında. Her ne kadar emo havası yayan tekerleme tarzında sözlere sahip olsa da, odaya kapanıp bangır bangır dinlemek isteyeceğiniz şarkılar cinsinden. Şekerden tabutlar, çürük çiçek kokusu ve aşık cesetler, ''Pembe Mezarlık'' da sözleri ve kelime öbekleri arasındaki kontrast havasıyla şarkı sözü kategorisinden favorim, şarkının genel akışı da yine kontrast bir biçimde akmakta, başka kim dans eder vaziyete ''ben bu gece ölmek istedim'' diye haykırarak şarkı söyler ki. Belki de Model'in havası burada. Kimi zaman depresifleşen şarkı sözlerine rağmen eğlenceli alt yapılarla hareketlenen albümden daha iyisi Şam'da kayısı. Gerçi yer yer emo havası da pek fazla hissedilmekte ''çok istedim bu gece kendimi asmak'' da nedir ?
Fotoğraf: Ozan Eicher

Şatolar, Pembe Mezarlıkla...Model harikalar diyarında gezinmeye devam ediyor. Sırada ''Bir Melek Vardı!'' Söz ve müzik yine tıpkı diğer şarkılarda da olduğu gibi Can Temiz'e ait. Karanlıklaşmaya başlayan albümün atmosferine cuk oturan bir ezgiyle. ''Ağladım bu gece elimde boş şişe''. Hep beraber depresifleşiyoruz abiler, ablalar. Tıpkı ''Pembe Mezarlık''ta olduğu gibi yine kontrast şarkı sözleriyle ''Benim Tatlı Kanserim''. Söz sanatlarını şarkılara aktaran cinsten, müziği edebiyatla buluşturan Model'e Masallar Diyarı'ndan 12 tam puan.''Yine de kesip atamam seni, benim tatlı kanserim''. Cidden bazen etrafımızdaki pain in the ass tipleri istesek de atamıyoruz değil mi hayatımızdan.

Rock'n Roll'a hazır mısınız ? Ya da rodeo üstünde oynaşmaya ? O halde çalsın ''Karadul''. Değmesin Ellerimiz, ''Çürüsün Gelinliğimiz''. Makyajı akmış, ağlayan kirlenmiş bir gelinlikle karanlık harikalar diyarından bakıp acıklı gözlerle ben buradayım diyen bir Fatma canlanıyor gözümde. Başta da belirttiğim gibi bir cover ve akustik versiyondan hemen önce albümün gerçek kapanış şarkısı ''Makyaj''. Depresif bir kızın son haykırışları, belki de koca albümü dinlerken ilk kez sıkılıyorum, bu da defosu mudur nedir ?

Düğüne pembe mini gelinlikle katılıcak cinsten kızların albümü sanki bu ! Buldum buldum ''Alice in Wonderland''deki Helena Bonham Carter havası var sanki ! Melankolisi ve emo dozajı biraz fazla, ama eğlencesi de yerinde. Sanırım ben Türkçe müzik dinlemem diyenler bile bir kez olsa dinlese...

ps: Ozan Eicher'a da fotoğraflar sebebiyle teşekkürler..

1 yorum:

  1. BEn de sonradan çok sevdim Model'i. Bu arada bloguna bayldm. Erkek bir blogger görmek zor şu günlerde:) beklerm :)
    www.lovesfromfashion.com

    YanıtlaSil