20 Şubat 2012 Pazartesi

THE LEADING WOMEN

Rooney Mara, Glen Close, Viola Davis, Michelle Williams ve Meryl Streep. Oscar'ların ''leading women''ı olduklarına göre onlar aynı zamanda senenin en fazla konuşulan 5 kadın oyuncusu.
''The Social Network''te onu gördüğümü kendime inandıramıyorum, hala hatırlayabildiğime dair her hangi bir kanıt bile yok. Google'dan ''then-now'' temalı fotoğraflara baktığınızda adete ''Beni Baştan Yarat'' tarzı bir yarışmanın kazananı sanabilirsiniz Rooney Mara'yı. ''The Girl With the Dragon Tattoo'' hakkındaki postumda da zaten kendisinden ''stil ikonu'' olarak bahsetmiştim, yine hatırlarsınız ki buradaki stil ikonu tanımının ''Alexa Chung bir stil ikonudur'' önermesindeki gibi bir şey olmadığını söyleyemiştim. Kıyafetler ve karakterin, yaşam tarzı ile uyumu gibi bir şey. İçine girdiği karanlık kıyafetlerle film için oluşturmuş olduğu karakterin içine girmiş gibi. Aslında ödül sezonu içinde kaderi tıpkı Jennifer Lawrence gibiydi, Oscar'larda da bu farklı olmayacak. Çokça ortalıkta dolandı, adı göründü, PRını yaptı  ve ''önümüzdeki senelerde bu ödülü almak için yeniden bu salona geri dönücem'' tavrını sergiledi. Eğer üzerimde bıraktığı etki söz konuysa ancak, ödülü Mara'nın almasını isterim, günlerce aklımdan çıkmadı, beni çarptı ve etkiledi. İzlediğim her film içinde onu düşündüm. Rooney kalp ben.
Kabul edelim her ne kadar da makyajın yardımıyla Glenn Close ''Albert Nobbs''da tam bir erkek gibi olmuş olsa da baston yutmuş gibi yürümesi, hal ve tavırları da bunun aksini iddia etmiyor. Biliyorum daha havalı bir şekilde, daha cool bir örnekle açıklamak isterdim ama, şimdi bir gün Nebahat Çehre'ye sormuşlar ''dizide Sultan rolünde nasıl bu kadar parlıyorsunuz?'' diye. Cevap şöyle: ''O takılar, o makyaj, o kıyafetleri sen de giyersen ister istemez halin tavrın değişiyor.'' Sanırsam anlatabildim? Senaryosu belki değil ama hikayesiyle ilgi çeken filmden Close sanırsam rakipleri arasında Mara ile en zayıf halka. Kişisel görüşüme göre fal taşı açılmış gözler ile gergin hatlarıyla botoksunu yeni yaptırmış şekilde rol yapan Close'un aksine Tilda Swinton çok daha fazla değerdi adaylık kazanmaya. Bu önerme de ''bence'' falan değil, kesinlikle öyle olmalıydı.
Kazanması durumunda üzülmeyeceğim ancak ''o kadar da değil'' diyebileceğim bir performansa sahip isim ise ''The Help''teki rolüyle Viola Davis. Yarım dönem boyunca görmüş olduğum ''Azınlık Edebiyatı'' dersi sonucunda izlemiş olduğum filmler neticesinde ''The Help'' bana hikayesiyle hiç de yabancı gelmedi. Sadece hikayesiyle değil oyunculuklarıyla da, elbette çekmiş oldukları çileler ve başlarına gelenler için hiçbir şey demiyorum, sonsuz saygım da var, ancak ne Viola Davis, ne de Octavia Spencer bu ağlamaklı duyguları karşı tarafa en iyi geçirebilen isimler olarak tek değiller. Bu arada Jessica Chastain performansı filmin en iyi şeyi.
Meryl Streep'in oyunculuğuna laf edebilecek insan evladı olduğunu düşünemiyorum. (Gerçi bence iş biraz da izleyici etkilemede bence, ki herkesin de etkilenmesini bekleyemeyiz). Onca adaylık/ ödüle sahipken hele. Kaldı ki 4, 4lük mükemmel bir oyuncu olduğundan bence kimse de laf etmesin. ''In Complicated'' ile bile aday olma kapasitesine sahip bir oyuncu olan Streep yine de beni o kadar tatmin edemedi. Belki de filmin senarosu ve yapısının çok zayıf olması da buna etkendir. Sanırım Streep ''The Iron Lady''de oynamasa hiç kimsenin filmi izlemeyeceği konusunda hemfikiriz ? Mesela kadın ''Julie & Julia''da da dev gibiydi, ama işin içine sanki iyi oyunculuk değil de mükemmel taklit yeteneği girişmişti, sanırım? Gerçi sonuç olarak duyguları gizleyip demir leydi gibi oynayan Meryl bunu başarabilmiş mi? Evet!
Diğer 3 adaylığın aksine tıpkı Meryl gibi ''My Week Withe Marilyn''de tarihten bir kişiliği oynayan Michelle Williams'ın da büyük ihtimalle çok büyük çekinceleri vardı role hazırlanmadan önce, bunca yıldır bize sunulan aptal sarışın rolüne artı olarak seks sembolü olan bir kadını oynamaktı görevi. Gel gelelim bize sunulanın sonucunda Marilyn'in bunlardan öte bir kişiliğinin olması ve Michelle'in doğallıkla bunu sergileyebilme yeteneği sanırım herkesin baştaki endişelerini ortadan kaldırmıştır. Sanırım Meryl ile Michelle'in farkı şu, her ikisi de oynadığı karakterin yerine geçmiş, ancak Meryl Tatcher'ı taklit ederek Williams ise Marilyn'i hissederek rolün üstesinden gelmiş. (Bir diğer deyişle, Meryl, Tatcher olmaya çalışmış, Williams Marilyn olmuş.) Sonuç olarak doğallıyla bana ''Marilyn mezardan mı çıkmış?'' dedirttirdi, aynı zamanda buna Vogue Deutsch kapağındaki haliyle ve film için çektirmiş olduğu diğer pozlar da dahil.

Yani; Oscar'ı kucakalmaları haline sevinme hissiyatım şu şekildedir:  
Michelle Williams > Rooney Mara > Meryl Streep > Viola Davis > Glenn Close
Yine de Meryl kazansa da neticede she is queen deyip üzülmeyebilirim, pfss Viola'ya az sevinirim dedimse de içim cız etti şimdi.
Öte yandan ''En İyi Film'' ödülü ile ahenk içinde olan tek isim ise sadece Viola Davis. 

PS: Golden Globe'larda Drama / Comedy olmak üzere iki farklı dal olduğundan hem Meryl hem Michelle ödülü kapmıştı , SAG sonucunda gülen taraf Viola Davis olurken (ki kimi bunu alan Oscar'ı da alır diyor) Bafta'larda gülen taraf yine Meryl olmuştu.

İyi olan kazansın!

2 yorum:

  1. "Bence değil" demişsin ama Tilda Swinton listeye girseydi yerinden edeceği isim kesinlikle Rooney Mara olurdu. Akademi için Glenn Close'un Oscar'sız kraliçe, Mara'nınsa dış kapının dış mandalı olduğunu düşünürsek "Bu önerme de 'bence' falan değil, kesinlikle öyle olmalıydı". :D

    YanıtlaSil