28 Haziran 2010 Pazartesi

I AM TRENDY

Muhteşem Edie Finnerty beni hem mimlemiş hem de ödüllendirmiş. O halde ben de bana verilen görevi yerine getirmeliyim. İlk başta şu ödülle başlayalım isterseniz.

Daha önce uzun bir geçmişim olsa da henüz 6 aylık olan Apollo Boy blogunun ödüllendirilmesini gururla taktim ederim. Teşekkürler Edie :) Ödülü alanların yapmaları gerektiği bazı şeyler varmış. İşte o prosedürler :)



  • Blogunuzda ödülle ilgili bir yazı yazmak. Size ödülü verene teşekkür etmek :)
  • Yazınızda ödülün logosunu yayınlamak ( Trendy Treehouse URL linki ile )
  • Yazınızda bu ödüle uygun bulduğunuz 10 blogu yayınlamak
  • Ödülü paylaştığınız 10 blogcana, aynı kurallarda kendi seçecekleri 10 blogcana haber vermelerini sağlayacaksınız.

Şimdi klişe olacak ama sevmesem okumazdım diğer blogları ! Yine de zorunlu olarak bu sayıyı 11le sınırlıyorum. Sizler de hem mimi kaptınız hem de ödülü. Mimi kabul etmeyip sadece ödülü kucaklayabilirsiniz ayrıca moda hakkında, ya da kültür sanat hakkında yazan bloggerlar belki sayflarında bu tür yazıların olmasını doğal olarak istemeyebilirler. Bu durumda sadece teşekkür de edebilirisniz. -ki daha önceden başıma gelmişliği var, boşuna sorun çıkmasın. -insanlar garip bazen abartabiliyorlar bazı şeyleri. Anak ben yine de gönderiyorum bu ödülü sizlere.

Gelelim mim konusuna ! Kendi kendimizle röportaj yapıcakmışız. Ben daha önce yapmıştım bir tane daha :) dilerseniz ona da göz atabilirsiniz.

1. Hangi işleri yarım bırakırsın ya da bıraktığın neler var?

Bugüne kadar aldığım da yarım bıraktığım bir şey yok sanırım. Çok sıkıldığım bir kaç kitabı yarıda bırakmışlığım dışında, geçtiğimiz sene yaşadığım bazı sorunlar nedeniyle öğrenmeye başladığım İspanyolca'yı yarıda bırakmışlığım var ! Ancak en yakın zamanda o da tamamlanacaktır !

2.Yakın zamanda kaybettiğin biri var mı?

Kanımca kaybetmek göreceli bir kavram ! Eğer burdaki kaybetmek ''ölüm'' anlamına geliyorsa çok şürkür ki son bir senedir yok ! Eğer bir arkadaş / sevgili / dost 'u kaybetmekten bahsediyorsan / ''ilişkiyi bitirmek'' hiçbir zaman kimseyi kaybedemezsin sanırım, az da olsa çok da olsa bir şeyler paylaşmışsındır ve Clementine ve Joel gibi bir şansın yoksa aklının ucunda bir taraflarda yer alacaktır, bağın devam edecektir. Sonuçta kaybetmezsin. Ayrıca birini hayatından çıkartmak da yine çok manasız. İki gün önce canım cicim diyerek bir şeyler paylaştığın kişiyi daha sonra sırf ayrıldın / küstün diye hayatından çıkartmak onu kaybetmek manasız. Neyse ''kaybetmek'' kelimesinden ben bunları anladım :p

3. En ağır bulduğun, sana dokunan yemek var mı?

Yok sanırım, ancak yaz aylarında kızartmalar pek de hoş olmuyor ! Bir de çok geç yemek yemek. Bu arada bir önceki sorunun büyüsüyle hiç uymamış bu soru :P Şimdi bu mim'i kim başlatmış. Bir mim nerden çıkar hep merak etmişimdir. :)

4. Cinsellik ve aşk anlamında unutamadığın biri var mı?

Eminim pas deme hakkımız vardır !

5.Çocukken sevdiğin çizgi filmler?

Wuhuu çok var ama ... He-Man, She-Ra ikilisine taparım, Tom & Jerry keza. Jetgiller, Disney'in Çocuk Saati vardı. Amerika'da bir okul 5 öğrenci falan, kızlardan birinin ismi Greyçıl'dı :P sorry nasıl yazdılığını bilmiyorum. Şapkalı bir çocuk, bir şişman iki de siyahi vardı. Bak onca ayrıntıya rağmen hatırlayamadım ismini. Yunus Delphi vardı. Winnie The Pooh. Bak şimdi böyle sorunca hepsi uçtu gitti. Heh bir de Casper vardı :P Picachu 'dan nefret ederim, ama arkadaşlarla tasolarıyla oynardım. Hey gidi onları biriktirirdim o zamanlar da.

6. Blogger'a ne zaman kayıt oldun? Kim vesile oldu? Nereden duydun?

2008 Aralıkta oldum. Daha sonra kapattım ve internetin derinliklerine gömdüm. Sonra da 6 Ocak 2010'da yeniden açtım. Nette bir şey ararken Saray Soytarısı'nın bloguyla karşılaştım. Ondan sonra bir baktım benim arkadaşım da yazıyomuş bknz. Müsvette Defterim, sonra dedim ki '' hey bebek ! benim neyim ekisk ?'' ve böylece başladım.

7. Çok paran oldu neler yaparsın?

Dünya Turu. Sonrasında New York, Barcelona, Roma ve Floransa'da her birinde birer sana yaşardım. Bankadaki paramı kullanıp yan gelip yatardım, arada sırada freelance tercüme ya da özel ders verme şeysiyle uğraşırdım. Daha sonra da sadece huzur diyerek tüm kütüphanemi toplayıp (kitaplarım, dvd ve cdlerim benim en değerli varlıklarım benim kadar önemliler) sadece orman ve denizin iç içe olduğu bir yerlere uzun soluklu bir tatile çıkardım. Belki Irlanda kıyıları olabilir.

Fin. xoxo

2 yorum: