6 Eylül 2011 Salı

BU SONBAHAR !

Bu sonbahar, insanın depresif takılmasına hiç gerek yok. Zaten istese de takılamaz, çünkü neredeyse her güne yeni bir atraksiyon mevcut. Cumalar muhteşem vizyon filmleriyle banko olarak kapılmış olsa da yeni albümler, konser haberleri derken heyecanı dorukta yaşamamak için hiçbir sebep yok.

MÜZİK
Sadece birkaç şarkıyla bir anda Amerikan'nın gündemine yerleşen Lady Antebellum, yeniden yepyeni albümleriyle karşımızdalar. Dinlemek için sabırsızlanıyorum. Müziğin iki dev ismi diyerek abartmış olmayacağım Kanye West ve Jay Z de beraber kaydettikleri ''Watch The Throne''u geçtiğimiz günlerde yayınladılar.

Son albümü ''All I Ever Wanted'' ses getirse de ikinci albümü ''Breakaway'' kadar konuşulmayan ve Sibel Can'ın yeni albüm çıkartmadan önceki kilosuna ulaşabilen Kelly Clarkson da bu sene geri dönen isimlerden ! Sonucu merakla bekleyenlerdenim. Daha önceki postlarımda sonbaharda yeni albümlerini yayınlayacaklarını duyurduğum Florence and The Welch ile Charlotte Gainsbourg'u da bu listeye ekleyebilirim.''Viva La Vida''... üzerine 3 sene geçiren Coldplay de ekim ayında yeni çocuklarını görücüye çıkartmaya hazırlananlardan. Aynı sıkıcı beatleri ünlü şarkıcılarla birleştirmesine rağmen yine de kendini dinleten David Guetta yine bu sonbahar dönüş gerçekleştirecek olanlardan. Hemen ilk albümü ''Spirit'' sonrası Whitney ve Mariah gibi R&B müziğinin ağır toplarıyla karşılaştırılan ve kısa sürede yeni diva olarak adlandırılan Leona Lewis de ''Glassheart'' adlı albümünü Kasım gibi piyasaya sürecek. Eski popülaritesini yitiren Evanescence'ın yanısıra ''The September Issue''dan hafızalara kaydedilen ''Destroy Everything You Touch''ı söyleyen LadyTron da ''Gravity The Seducer''ı şu günlerde yayınlamak üzere.

KONSER
Yayınlanacak albümlerle iştahınız pek kabarmadıysa sonbaharda Istanbul'a gelecek isimler belki de sizleri heyecanlandırabilir.Milow, The Maccabees, Wild Beasts, The Do, Hercules and Love Affairs ve Zaz şu anda ajandada kendine yer bulanlardan.

SİNEMA
Tüm filmler bir yana, aslında en fazla eylül'ün son haftasını iple çekiyorum. FilmEkimi programı açıklanacak ve sonrasında Ekim gelecek. Heyecan sizde de tavan değil mi ? Ancak vizyon takip edenlerdenseniz de hafta da en az 3 kere sinema salonlarında yatıp kalkacağınız fikrini şimdiden kendinize empoze edin. Kate Hudson ile Gael Garcia Bernal'ın ''A Little Bit Heaven''ı bu haftasonı vizyona girecek. Alman yapımı ''Goethe'' de yine farklı birşeyler sunabilir bize.

Takvim 23 Eylül'ü gösterdiğinde ise işte orada durun. Mila Kunis ve Justin Timberlake'i bir arada izleyebileceğimiz ''Friends and Benefits'' ki itiraf etmem gerekirse aslında ağırlıklı olarak filmin sonunda ortaya atılacak mesajı bekliyorum. Sarah Jessica Parker ve Pierce Brosnan'nın ''I Don't Know How She Does It''ı ve Cannes'da yüzümüzü güldüren ''Bir Zamanlar Anadolu'' aynı anda vizyon şansı bulanlardan. Aslında 30 Eylül haftası da pek geri kalmaz bu yarıştan. Fragmanına bile aşık olduğumuz Carla Bruni ve Woody Allen filmi ''Midnight In Paris'', küçüklüğümde bir türlü izleyemediğim için içimde ukte kalan ''Lion King''in 3D ile remade-i ve Daniel Craig, Rachel Wiesz ve Naomi Watts'ın bir araya geldiği ''Dream House''.

Julianne Moore, Ryan Gosling ve Emma Stone'un bir araya geldiği ''Crazy, Stupid, Love''da yine en az Friends With Benefits kadar merak ettiklerimden. Sanırım bu sonbahar yeniliklerden vakit kalmayacağı için değil, bol bol romantik-komedi bizleri beklediği için depresyondan uzağız. Anne Hathaway filmi ''One Day'' de yine ekimde vizyonda. Her ne kadar afişi ''Away we Go'' ve ''Once''a benzese de abla kontenjanından seyrediceğimiz iğrenç saç rengine sahip olan Hathaway faktörü göz ardı edilemez. Ve evet umarım tarihi değişmez dediğim 2 senedir merakla beklediğim, içeriği ne kadar kötü olursa olsun, hemen hemen bütün sevdiğim oyuncuları bir araya getirdiği için koşa koşa ilk seanstan izleyeceğim film olan ''Contagion''.

Aslında daha saymakla bitmez ammavelakin, ''La Piel Que Habito'', ''My Week With Marilyn'', ''A Dangerous Method'', ''Drive'', ''Carnage'', ''MoneyBall'', ''The Ides of March'', ''The Girl With The Dragon Tattoo'' ve ''Tin Tin'' de maratonda yarışacaklardan. ''The Iron Lady''- ki bunu 2012de ancak izleyebiliriz diye umuruyorum.

DİZİLER
''Game of Thrones'' gelecek bahara kadar oynamayacak olsa da Eva Green nedeniyle takibe aldığımız ''Camelot'''u izleyemeyecek olsak bile, devam eden diziler ve bunlara eklenen yeniler sayesinde sosyal hayattan kısa süreli olsa da kopabilirsiniz. Ynei dönemde başlayacak hangi diziler ilgi çekici ve devam eden dizilerden haberler temalı yeni yazım ise bir sonraki post konusu.

KİTAP
Aslında çoğu zaman son çıkan / çıkacak kitaplar hakkında pek de haberdar olamıyorum. Edebiyat okuyan biri için de hoş bir ironi oldu gerçekten. Neyse Orhan Pamuk'un Harvard Üniversitesi'nde yaptığı konuşmalardan derlediği ''Saf ve Düşünceli Romancı'' birkaç gün içinde yayınlanacak romanlardan ilki. Merakla beklediğim başka türlü yayınlar da var elbette. Mesela Carine Roitfelt'in ''Irreverent''ı ve de Grace Coddington'un biyografisi. Gerçi ikincisi için daha fazla beklememiz gerekecek olsa da zaten Roitfelt'inkine hemen ulaşabilir miyiz orası da meçhul.

SANAT
Ana ilham kaynağını Küba kökenli Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez Torres'den alan 12. Istanbul Bienali ''Untitled'' başlığına sahip. 17 Eylül'de başlayacak olan Bienal ve Torres hakkında oldukça etkileyici bir yazı da Vogue'un eylül sayısında mevcut.


14-18 Eylül tarihleri arasında ise Lütfü Kırdar'da Art-Bear Istanbul gerçekleşecek. Göz atmakta fayda var.

Son olarak Sam Mendes'in sahnelediği ve Kevin Spacey'nin oynadığı III. Richard da 4 gösterimle Muhsin Ertuğrul'da sahnelecek.

MODA
Moda Haftaları bir yana, herkesin en fazla merak ettiği şey 2012 yaz trendleri değil Dior'un başına kimin oturacağı ! Marc Jacobs mı ? Phoebe Philo nereye gidecek ? Ve elbette Martta yayınlanması plananan GQ. Tabi bunu da baharın top listine ekleriz.


Bu arada bir kaç blogta ''mim''li yazılar çıkmış, beni en akıcı yazan blogger olarak seçmişler. Bu yazıdan sonra da hala aynı şeyi düşünüyorlar mı diye merak ediyorum. 

Şimdilik bu kadar
Kisses Inez 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder