23 Ocak 2012 Pazartesi

MILAN to PARIS - MEN' FASHION WEEK

Pastel renkler ön plana çıksa da gelecek sezon benim kışım ! Her taraf yeniden koyu, Moschino, Issey Miyake ve Versace hala canlı renklerde ısrar etse de, kışın biraz dark-glam olmaktan zarar gelmez. Kilit parçalar palto ve atkıdır elbet ama bu sezon sanki tasarımcıların hepsi de inanılmaz paltolar yaratmışlar. Paltolar derilerle bilrşmiş Yamamato'dan Dior'a kadar hemen hemen her koleksiyonda hacimler genişleyerek paltolar pelerinlerle birleşti. Tek yenilik bu da değildi. Kürk sadece yaka detayı olmaktan çıktı, erkeklerin de gardrobuna kürk paltolar girdi.
John Galliano-Maison Martin Margiela
Nazi Almanyası meets Miuccia Prada benim için sezonun en sıkıcı ve çirkin koleksiyonu olmasına rağmen paltoları aklımda kaldı. Sadece Umit Benan değil, bu sezon Prada da podyuma gerçek erkekleri çıkarttı, ama hepsi de koleksiyonuyla birebir özdeşleşen dolayısıyla onlar kadar çirkin olan aktörlerdi, bknz. Willem Dafoe ve Adrien Brody. Benan ve Prada arasındaki benzerlik bu kadarla da sınırlı değil. her ikisi de savaş dönemi ve militer temasından etkilenerek sezonun belki de diğer trendini yaratmış oldu. 
Umit Benan
Yalnız militer derken senelerdir trend olan akımdan bahsetmiyorum Prada işin soğuk ve disiplinli kısmını kıyafetlere yüklerken Benan eve dönmek üzere olan askerlere odaklanmış. Ya da here comes ''The Pacific'', ''Pearl Harbor''. Style.com'un sitesinden değil ama twitpiclerinden ve de Ece Sükan'ınkilerden anladığım kadarıyla Benan erkekleri sadece podyumda yürütmemiş ve sergilemiş de yarattığı sahne için ise kışlada hazırlanan askerler diyebiliriz.
Kazakların deseni ve materyali konusunda gelince beni büyüleyen üç moda evi Les Hommes (üstte) ve Missoni ve Dsquared2(en altta) oldu. Missonilere para yediremeyeceğimi bildiğimden tek tesellim TopMan'de bunlara en yakın olanları bulabileceğim gerçeği. Ama sizde de bu yün kazakları ele alıp onlara sıkı sıkı sarılma hissi uyanmıyor mu ? 
Missoni
Dsquared2
Tüm defilelerin en klas ve zarif tasarımları da Bottega Veneta'dan geldi.
Gucci benim için baştan aşağıya hayal kırıklığı olsa da tüm zamanların en iyi parçasını yarattığının altını çizebilirim. Bel hizasına kadar olan ister ceket diyin ister mini bir palto deyin, ne derseniz deyin, ama bir kıyafete aşık olmak diye bir şey varsa ben oldum işte. Kendileri benim için sezonun en hit iki parçası.
Kraliyet teması ise hala ölmedi, Dolce & Gabbana her parçasına o motifleri işlerken matadorlarla da birleştirerek akıma yeni bir hava kattı. Öte yandan modanın royal familysi Alexander McQueen ise düklerden ve prenslerden ilhamını almıştı. Pantolonların boyu diz altının bir kaç milim altında son bulurken çorapları göstermenin vakti geldi. Elbette desenli, renkli ve çizgilelerden bashetmiyorum. Şık ve asil olanlarından.
Balmain her zamanki gibi upper class street style'ı rock style'a birleştirmişti, içine bir tutam da militarizmin disiplinli ve sert havası katılırken ortaya yine arzu nesnesi paltolar çıktı.
Androjenle başlayan trend bu sene yeni açılımların yapılmasına da neden oldu, sadece kürk paltolar değil
etekler de erkek modasının kalbine yerleşmek istiyo gibi. Geçtiğimiz sezon sonrasında bu sefer hayal kırıklığı yaratan Givenchy ve Commes de Garçons bu trendin uygulayıcılarındandı.
Yün gibi baş materyallerden biri de deriydi. Onu podyuma çıkartmayan tasarımcı yok gibiydi. (Hermes'in de koleksiyonu sadece derilerden oluşuyordu desem pek de abartmış olmam.) Üstelik Victor & Rolf bu iki trendi bir araya getirmekten de kaçınmadı.
Iceberg- Victor 6 Rolf- Z by Zegna
Lanvin-Hermes
Louis Vuitton
Pelerin ve palto buluşmasından yukarıda bahsetmiştim, Yohji Yamamato dokunuşlarıyla bunlar tam da kırsal kesim yerli halk kıyafetlerine benzeyip harika olmamış mı ?

Ve kuşkusuz kapanış, moda haftalarının başlangıcını yapan İngiliz Burberry'nin. Sezonun en iyi defilesinin.

1 yorum: