Genellikle ülkesi yapımlarından olan Polonya filmlerinde yer alan Joanna Kulig 2 mainstream sayılabilecek işte yer aldıktan sonra kanımca daha çokça bizi meşgul edecek gibi. 'Hansel ve Gretel'in yeniden çekiminde yer alması da su yolunun başlangıcı gibi! 'The Woman In The Fifth' ve 'Elles'de karşımıza çıkan Kulig'in bu iki filmi de 31. Istanbul Film Festivali'nde gösterildi. Üstelik her ikisinde de büyük isimlerle çalışıp baş rollerde (birinde evet diğerinde gibi)yer aldı.
Lara Stone ile yarıştırabilecek büyüklükteki göğüsleri, sapsarı saçları ve beyaz teniyle de yine #modelofthemoment 'un Leh ikizi gibi. Bu arada Leh olmanın getirilerini (ya da sterotipleştirilmesinden ötürü tam aksi mi?) her iki filminde de kullanan #belledejour birinde aksanı ve konuşmasıyla Fransa'da kaybolan Amerikalıyı etkilemeyi başarırken diğerinde de Batı'da çalışan fahişe Doğu Bloklu karakterinde.
Kristin Scott Thomas ve Ethan Hawke'un baş rolünde bulunduğu ve bilinç altı ve akıl oyunları temalı 'The Woman In The Fifth'te Paris banliyölerinde derme çatma bir otelin Türk işletmecisinin sevgilisi olarak kendini gösteren Kulig 'Elles'de ise Juliette Binoche ile karşı karşıya oynayarak -hem de bayaa samimi- zaten oyuna 2-0 önden başlıyor.
Erasmusla Fransa'ya gelen Alicja herşeyini çaldırıktan sonra kendine bir yer aramaya başlar. Göğüslerini görmek isteyen adamı reddettikten sonra aslında kaçarı olmadığını anladığında yoluna fahişe olarak devam eder.Elle dergisi için makale hazırlayan Anne (J Bincohe)'in ise buluştuğu iki fahişeden biri Alicija'dır. Otel odasında gerçekleşen buluşma gecenin sonuna doğru 'Les Amours Imaginaires'de de karşımıza çıkan 'Pass This On' (The Knife) 'un çalmasıyla beraber de bir hayli ateşli olmaya başlar.
İtiraf etmeliyim ki tıpkı Lea Seydoux gibi onu da izlemek çok keyifli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder