20 Kasım 2010 Cumartesi

KISA KISA ...

Söylemem gereken bir kaç şey vardı ! O halde ...

Kasım sayısı olarak ALL alışveriş ve moda dergisi yanında biz erkekleri de düşünerek ALL;Men eki vermiş. Aslında ek bildiğin ikinci bir dergi. Üstünde Sayı:1 yazması beni gelecek adına da sevindirdi. Kapaktaki isim kaçınılmaz olan Engin Altan Düzyatan. Sanırım Türkiye'de erkek dergisi kapağı denince ondan başka bir isim düşünülemiyo. Hoş olmuş onu kapakta görmek, üstünde sezonun hit parçası fötr şapka var. Engin Altan'la yapılan röportajın yanında bir de ufak bir moda çekimi var. Fazla editöryal yer almamasına rağmen, sezonun öne çıkan bütün parçaları neredeyse tanıtılmış, keşke o ayakkabıları, çantaları da katalog gibi çekmeyip editöryallerle bizlere tanıstsalardı ... neyse buldukça bunamak deniyo sanırım buna ;) ilk sayı .. olur bu kadar .. umarım gerisi de gelir. Ne ucuz ''erkek'' dergisi, ne de sırf moda. Bence alın bakın. Etrafınızdaki kızlara Ebru Akel'li All'u verin siz de erkek dergisiyle neşelenin.

Alıp okumadım ama Kasım ayında Cosmopolitan'da bir Cosmoman eki çıkmış, Eylül'de Marie Claire bir erkek eki bizlere vermişti. Gözümüz şimdi Vogue'da. Ya da Elle şu Meksika edisyonu için hazırlanan dergiyi Türkçeleştirse ? Ben yardım ederim onlara :P lol Bir erkek derrgisi için sanırım bundan daha taş bir kapak olamaz :P Hazır Aralık ayında kapağa bir erkek taşımışken bence bunu yapmalılar. Bakın bu fikiri de ben verdim size :)


Son zamanlarda beni ekrana yapıştıran programlardan biri ''Yok Böyle Dans''. Program gerçekleştirmek istediği niyet açısından çok süper. Kadrosu da iyi oluşturulmuş. Daha önce ünlülerle beraber yapılan yarışmalara nazaran seçilenler daha kaliteli. Ancak eleştirmek istediğim bir kaç nokta var. Birinci haksız rekabet yapıldığını düşünüyorum. 70lik Güneri Civaoğlu hiç dans etmemesine rağmen, çok affederseniz orda kazık çakarak puanları götürürken diğer yarışmacıların sergilediği gösteriler gözden kaçıyor. Geçtiğimiz hafta ''salsa'' dediler yanılmıyosam ya da fastmove mu ne ? ancak seçilen parçalar bildiğimiz klasik Türk Pop parçaları olunca ortaya absürd olaylar çıkıyor. O halde yarışmacıları eleştirmek yerine bence parçaları seçenlere bir bakmak lazım.  Bir de nispeten erkek dansçılar daha avantajlı, zira kızlar bol bol dans ederken, erkeklere daha pasif durmak düşüyor. Jüri üyelerinde Lilia'nın da özür dileyerek erkek delisi olduğunu düşünüyorum, bir kadın ne kadar da güzel dans etse puanı kıt kullanıyor, ama bir erkek dans etti mi, iltifatlar gırla puanlar çuval çuval. Defne Joy. Çok şekersin, Türkiye'nin en samimi, dobra ve içten TV yıldızısın ama cidden geçen hafta biraz ''walk the line'' durumları oldu sanki. Amman kendini antipatikleştirmeden frenle. Favorilerim ise Azra Akın, Burcu Esmersoy, Eda Taşpınar, Bora Kozanoğlu ve Defne Joy . Pascal'ın performansı da hiç de fena sayılmaz. Nilgün Belgün ise gerçek bir yıldız.

Bayramda sokak gezmeleri kapsamında çehresini değiştiren Tünel Bilstore'a da gidebildim sonunda. Hemen girişte aralarında Tom Ford'un da bulunduğu Taschen serisinden örnekler var, yalnız benim ilgimi çeken bir diğer nokta ise New York Metropolitan Museum 'dan bazı parçaların da sergilenmiş olması. Başka eserlerin de sunulduğu bu iki katlı mağazanın alt katı küçük bir sanat galerisi gibi.  

Bu ay hakkında en fazla konuşulan moda olayı ise Saadet Işıl Aksoy'un Marie Claire Türkiye için İtalya'da gerçekleştirdiği  Louis Vuitton çekimleri oldu. Paylaşmak istediğim şey aslında editöryaller değil, konunun kendisi. Vogue; Türkiye'ye gelmeden önce moda dergilerinin, modanın ismi bile çok az geçerken, şimdi sektörün havası değişti. Rekabet kızışmaya başlayınca kalite ve ilgi arttı. Geçtiğimiz 10 sene boyunca moda dergileri konusunda aklımızda kalan tek şey Ayşe Arman'ın olaylı Elle Kapağı olurken şimdi mevzular zenginleşti. Harper's Bazaar aynı zamanda Aralık sayısı kapağına Sophie Ellis-Bextor'u taşıdı. Bunu şarkıcı twitter'ından duyurdu. Elle Türkiye ise Tarkan'ı kapağa yerleştirdi. Aralık ayında sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kapak savaşları başladı. Penelope Cruz İspanyol Vogue'unun kapağından bizlere gülümserken Fransız edisyonda Tom Ford, Dapne Groenevel ile Mert & Marcus'a poz verdi. Aralık ayında ise dergilerle ilgili bir yazım blogda olacak.

Kasım ayında sizlere ApolloBoy Mag kapağını sunarken altına Javier Bardem'in ve Woody Allen'ın bu ay vizyona döneceklerini yazmıştım. sinemalar.com 'a bir kez daha güvenirsem bu da iki olsun o halde.   

Vogue Türkiye'nin Kasım sayısında ise dikkatimi çeken bir şey vardı. Beyoğlu'nda bulunan İnci Profiterol'ün kapanabileceği üzerine bir yazı. Profiterol en sevdiğim tatlıdır. İnci'nin profiterolü ise bir harikadır. Maaleseef ülkem elindeki şeylerin kıymetini bilmediği için o da kapanmakla yüz yüze. Üzücü. Elinizi çabuk tutun, İstiklal'e çıktığınızda soluklanmak için 10 dakikanızı ayırın. Günümüzde başka hangi ''yiyecek dükkanının'' önünde milletin ayakta yemek yediğini gördünüz ki ? Hayır sigara içmek için değil, dün insanlar ciddi cidii ellerine içi profiterol dolu tabakları alıp kapının önünde ayakta yiyorlardı. 

İyi haftasonları !

2 yorum: