10 Aralık 2012 Pazartesi

CAMDAN HİKAYELER

"But the object that most drew my attention, in the mysterious package, was a certain affair of fine red cloth, much worn and faded....It had been wrought, as was easy to perceive, with wonderful skill of needlework....This rag of scarlet cloth,- for time and wear and a sacrilegious moth had reduced it to little other than a rag,- on careful examination, assumed the shape of a letter. It was the capital letter A. By an accurate measurement, each limb proved to be precisely three inches and a quarter in length. It had been intended, there could be no doubt, as an ornamental article of dress; but how it was to be worn, or what rank, honor, and dignity, in by-past times, were signified by it, was a riddle which...I saw little hope of solving."

"The Scarlet Letter", Nathaniel Hawthorne

"The  history of Don Quixote de la Mancha, written by Cid Hamet Benengali, an Arabian author."

"Don Quixote", Miguel de Cervantes

"It's a revelotion to compare Menard's Don Quixote with Cervantes'. The latter, fot example, wrote (part one, chapter nine):
...truth, whose mother is history, rival of time, depository of deeds, witness of the past, exemplar and adviser to the present, and the future's counselor. Written in the seventeenth century, written by the "lay genious" Cervantes, this enumeration is a mere rhetorical praise ofn history. 
Menard on the other hand, writes:
...truth, whose mother is history, rival of time, depository of deeds, witness of the past, exemplar and adviser to the present, and the future's counselor. "

"Pierre Menard Author of the Quixote", Jorge Luis Borges

Çevirmen, editör ve yazar. İç içe geçmiş kavramlar. Labirenti anımsatan post-modern anlatılar. Anlatılacak başka şeyler kalmadığından mı yoksa harfler birebir dikte edilse bile başkası tarafından -yeniden- yazıldığında duygular ve anlamlar değişiyor mu? Bu durumda bir kez daha John Barth ve "Lost in the Funhouse"a göz atsak yararı var.

Her neyse. Hikaye içinde hikaye kurgusu ve bulunan "lost manuscriptler" ve "yanlışlara bile dokunmadan aynısı temize geçirdim" gibi cümlelerin de geçtiği "The Words"ün bana bir moodboard şeklinde anımsattıklarıydı yukarıdakiler.

Bradley Cooper, Ben Barnes, Zoe Saldana, Olivia Wilde, Dennis Quaid ve Jeremy Irons'ın bir araya geldiği film "The Words" tam da yukarıda alıntıladığım yerlerle birebir uyuşan bir film.

Filmin ilk katmanında Dennis Quaid bulunuyor. New York'lu orta yaşlı bir yazar. Hikayesi ise Bradley Cooper ve Zoe Saldana üzere kurulu. Bradley Cooper'ın karakteri ise coollukta (tamam climax sayılmazsa) "Begginers"daki Ewan McGregor ile yarışır bu arada. Quaid'in karakteri olan Cooper da Brooklyn'de yaşayan başka bir yazardır. Evinin dekorasyonu, büyük yazarlara olan hayranlığı ve onlar gibi yaşama isteği vesaire. Mükemmel varlıklar. Ha evet! Gerçek değil, karakterdi zaten. Paul Auster "City of Glass" okumuştunuz değil mi? Hah, buyrun bir pencere de burdan açılsın. Torrance'ler Overlook Hotel'in labirentine girdiler bile.

Karakterimiz Cooper ile Saldana ise birbirlerine deliler gibi aşıktırlar. Balayı için Paris'e uçan ikili antika eşyalar arasında kaybolmuşken -bu arada filmde devamlı bir Hemingway göndermesi var- karakter Cooper bir anda eski bir çanta bulur. Yine lafı kesiyorum buradaki çanta D. Craig'in ''Dragon Tattoo"da kullandığı ile wishlist'ime girdi. Balayı biter, çift New York'a döner. Brooklyn'deki pek cool ama köhne ve hip mekanda karakter Cooper bir anda çantanın içinde "the lost manuscript"i bulur. Hello "Scarlett Letter". Hello "Don Quixote". Keşfettiği sayfalar arasında kaybolan Cooper bir anda Pierre Menard tarafından dürtülür ve kelimelerdeki imla hatalarını bile silmeden yazıyı temize çeker. 

Hikayenin ikinci katmanı burada biterken labirent derinleşir. Danny Torrance kaybolmaktan korkarken Cooper'ın sözüm ona yazdığı romanının içine geçiyoruz.
Bitti mi? Bir de "clash of characters" var son bölümde. "City of Glass" demiştim size. 

Sonuç olarak 70 dakika boyunca içinde kaybolduğunuz. Sonrasında güzelim hikaye saçma bir senaryoyla sulandırılmış. 90ıncı dakikalarda senaryo uzatmalarını oynarken kendini toparlasa da ardından ilk 70deki performans sergilenemiyor bir daha. Bir de Oliva Wilde ve Quaid'in ilişkileri çok havada ve pek de derinleşmeden bitti. O nokta da bir parça üzücü oldu. 

Ancak filmde kullanılan renkler, kurgu, sinematografi, müzikler ve dekorasyon ve özellikle dönem kıyafetleri pek şahane. 

İzleyin yani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder