Çok mu abartılı bir giriş oldu. Ama işte bu Shakira'nın diskografisinin en parlak yanları. Kimi zaman Sadece Ispanyolca kimi zaman sadece Ingilizce bazen de bu sefer olduğu gibi Spanglish bir albümle çıktı karşımıza. Shakira son baharı sever ! ''Oral Fixation Vol 2'', ''Shewolf'' ve şimdi de ''Sale El Sol''. Ekim ya da Kasım. Aslında dünya müzik piyasası biraz da onu bunu yapmaya itebilir ! Her neyse sonuç yine dopdolu bir albümle karşımızda.
Sonbaharın dingin havası eşliğinde albüm kendisine verilen aynı isimli şarkıyla başlıyor: ''Sale El Sol'', yani The Sun Comes Out. Güneyli bir kız olarak son baharda güneşin tepe noktasına çıktığını kutlayabilir, ancak biz kuzeyliler için ise sonbaharda yağmurdan arta kalan vakitlerde güneşi gördüğümüz anları kutlayabiliriz bu şarkıyla, tıpkı Sophie Ellis'in şarkısı gibi ''Today The Sun On Us''.
Hemen ardından bizler için yazı getiriyor. Zira dansa çağırıyor, hem de plajlara. ''Loca'' yani Crazy. Ispanyolca versiyonunda El Cata'yı, Ingilizce versiyonunda ise Britanyalı rapçi Dizzee Rascal ile. Shakira son zamanlarda Brit dünyasında da sevilmeye başlandı. Amerikalı bir ortaklık yerine Ingiliz bir ismi seçmiş olması yerinde.
Ilk single cover'ı. Bana Babylon dergisinin Yaz Sayısını hatırlattı.
Ispanyolca söylemeye devam ediyor. ''Antes de la Seis'' yani 6dan önce. Hem de bir ballad. Shakira'nın Ispanyolca şarkıları hep daha değişik olmuştur, biraz daha rock biraz daha alternatif bu ezgileri slow parçalarda bile hissedebiliyorsunuz. Arkadan ''Gordita'' yani ''plumb''. Shakira bizi ne komple sakinleştiriyo ne sürekli yoruyor. Bir slow bir dans. Loca kadar tempolu olmasa da dans zamanı üstelik yanımızda da Calle 13. Latin ezgilerinin en fazla hissedildiği şarkı ise hemen yanıbaşınızda ''Addicted To You''. Spanglish. Sanki atalarının ona bahşettiği tüm Latin ezgilerini burada kullanmış gibi. Adını sayamayacağım egzotik müzik enstürmanları ile bezenmiş, davulların ritmleriyle sizi oynatan. Evet kız cidden bizler için yazı geri getirmiş.
''Lo Que Mas'', bir sonraki parça. Yine slow ve Shakira yine sanki Latin bir popçu değil de hafif asi bir rock chic havasında. ''Mariposas'' yani kelebekler. Şu anda Güney Yarımkürede yaşamadığım için kendimi çok şanssız hissediyorum. Bahar çiçekleri açıyor, kelebekler uçuyor, aşıksınız ve ona bağımlısınız. Şarkı Shakira'nın bir diğer bilindik yüzü. ''Fijacion Oral 1'' albümündeki gibi, ya da şöyle diyeyim ''Don't Bother''ın Ispanyolca versiyonu gibi. (Ağzınızda bıraktığı tat açısından). Albümde daha sonra karşımıza çıkacak ''Devocion'' da tıpkı bunun gibi. Elinde gitarı, seksi elbisesi ve diz boyu çizmeleriyle garajda başını sallarken. Bu tanımlamaya uyan bir şarkı da ''Tu Boca'' veya your kiss, gerçi bence albümün en vasat şarkısı.
Meksika kıyılarında, elinizde Hochata. Bikinili kızlar, surfçü erkekler. Ağaçtan düşen hindistan cevizleri. Şezlongunuzun biraz arkasında ise rastalı, koyu tenli şarkıcılar. Üstlerinde sarılar, yeşiller. Tekrar El Cata eşliğinde ''Rabiosa'', bir diğer deyişle sinirli, asi.
10. Islands by jamesmayer
Duyduğum günden beri beni heyecanlandıran proje işte: Shakira Ingılız Indie trio The XX'in ''XX'' albümünde yer alan ve benim de çok sevdiğim ''Islands'' şarkısını coverlamış. O kesin ve dolgulu elektronik melodiye biraz latin ruhu biraz da rock ezgileri eklemiş. Ingiliz aşkı, Glastonburry Festivali derken pek yakında pure Indie albümü de hazırlayabilir Shakira.
Yazın el çılgın şarkısı. Tüm yaz dinlediğim ve beni en fazla heyecanlandıran, dans ettiren ağzıma sakız olan parçası. ''Waka Waka (Esto es Africa)''. Bu parçanın Ingilizcesi daha güzeldi, Afrika'nın tamtam havası vardı, bu sefer ise daha bir rock, alternatif, daha az dans ettiren cinsten ama yine bomba. En sonda ise albümün kapanış şarkısı ''Loca ft. Dizzee Rascal''. Yani Ingilizce verisyonu. Dance or Die mottolu. İşte yeni bir Madonna. Dans etmek için kıçımızı tekmeleyen bir diğer şarkıcı. Pure latin.
Shakira albümde kendini özetlemiş gibi, kimi zaman aşk, çiçekler böcekler ve romantizm, bazen de çılgın ve asi. Hem şarkı sözlerinde hem müziklerde. Bildiğin Shakira matematiği ise sizi yine büyülüyo. Ingilizce şarkılarda Latin rüzgarları estiriyo, sıra Ispanyolca'ya geldiğinde ise içindeki asi ruhu dışarı yansıtıyor. Yaşadıkları da o değil mi. Ilk abümü -ispanyolca albümünü- hazırlarken ve o sıralarda ve sadece Ispanyolca konuşmayı bilirken, yani küçüklüğünde çektiği sıkıntılar Ispanyolca ile asi bir yolla dışa vuruluyor. Millenyumda ingilizce öğrendiğinde, Ingilizce albümler yapıldığında ise o artık bir dünya starı ve latin ezgileri gibi sadece eğlence ve dans.
10 üzerinden 10.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder