15 Eylül 2010 Çarşamba

WHEN LITERATURE & ART MEETS FASHION || VOL I

Moda'nın (ya da şöyle diyeyim editoryallerin) benim için anlam kazanması onun edebiyat, tarih ya da en azından bir hikayeyle birleşmesi anında gerçekleşiyor. Düz bir zemin önünde isterse YSL giymiş Kate Winslet olsun isterse kumsalda Victoria's Secret içinde Adriana Lima. Yaratıcılıktan yoksun bu çalışmalar dışında styling'in asıl tamamlandığı konum kanımca mekan ve hikaye seçimiyle gerçekleşmekte. Yani bence Roberto Cavalli imzalı bir pantalon ile Alexander McQueen ayakkabı ve Louis Vuitton çantanın doğru kombininden fazla, seçilen outfit'in geride kalanlarla birleşmesi ve bizlere bir şeyler anlatabilmesidir asıl mesele. İşte bunu yapabildikten sonra modanın hiç de küçümsenecek tarafı kalmıyor.


Geçtiğimiz gün karşıma çıkan Louis Vuitton Travel 2010 kampanyası da tam da bunu kanıtlar nitelikte. Kampanyada kullanılan isim Dree Hemingway. Yani meşhur Amerikalı ''Lost Generation'' temsilcilerinden, favori yazarlarımdan Ernest Hemingway 'in torunu. Stil ikonu bir kadının LV gibi esaslı bir marka kampanyasında karşımıza çıkmasını bırakın, Hemingway'e göndermeler de muazzam. Mekan ve konu olarak Afrika ve Safari ikilisinin kullanıldığı çekimler ise yazarın ''The Snows of Kilimanjaro'' adlı kısa öyküsüne göndermelerde bulunuyor. 
Çanta ve aksesuarlarda kahverengi meraklısı olarak LV ürünleri aslında tam benlik, ancak bundan da öte ürünlerdeki renklerin doğayla uyumu da mükemmel. Afrikanın sararmış çimenleri/ otları üzerine serili LV'ları gelecek yaz siz de tahta şezlonglar ya da kum üzerinde kullanabilirsiniz.

Erkeklere ne hediye alsak diye düşünen kızlara ise öneri, bütçenizi bir hayli zorlarsanız tavlayı falan içine yerleştirebilecek geniş kutular hediye edebilirsiniz.
LV Bavullarını sadece lüks düşkünü Mariah Carey ve Beyonce kullanmasın diyorsanız doğru alışverişe. Ancak ne yalan söyleyeyim bavullardan daha fazla beni kendine çeken şey manzara ve ağacın muazzam duruşu oldu. Ne hikayeler yazılır değil mi  bu ağaca bakarak ! Kim bilir kaç sevgili, kaç aşık adını kazımıştır o ağaca. Kim bilir kaç sezon çekilir ''Yaprak Dökümü'' bu ağaca bakılarak. 
Eminim Hemingway'den muhteşem bir şeyler okuyordur. =)
Elinizde vintage fotoğraf makinanızla bu trenden Kenya'da indiğinizi düşünsenize. Şekil ve hikaye yoksunu dijital kameralar yerine böyle bir makineyi elimde tutmak onu kullanmak ve onun verdiği haz feci olsa gerek. 


Merak edenler için romantik olan kostümler ve sinematografik açıdan da oldukça başarılı olan Ava Gardner ve Gregory Peck'in başrollerini paylaştıkları 1952 yapımı film adaptasyonunu da seyretmenizi  öneririm, ama bir de Hemingway'in o meşhur dilinden okumayı deneyin. Ünlü bir yazar olan Harry Street/ G. Peck, Helen / Susan Hayward ile beraber Afrika'da safaridedir. Ancak Harry'nin ayağı sakatlanmıştır, bir uçağın gelip kendilerini almasını beklerler, uçak gelene kadar da Harry'nin eski aşklarına, Madrid ve Paris maceraları ile Helen'la tanışma hikayesine tanık oluyoruz. Duru güzelliğe sahip olan Ava Gardner'ı fotoğraf çekiminde bizlere yansıtan Dree Hemingway ise en az Ava kadar çarpıcı ve saf bir güzelliğe sahip. Çekimler ise Carter Smith tarafından gerçekleştirilmiş.

Fotoğraf makinesine ve çadıra da dikkaktinizi çekerim.

2 yorum: