14 Ocak 2011 Cuma

İÇİMDEKİ DÜŞMAN ?

Yazmak için geç kaldığımı biliyorum ancak eğer henüz gitmediyseniz geç kalmış sayılmazsınız. Sürekli ikinci evim olarak bahsettiğim IstanbulModern'de 10 Kasım'dan itibaren Kutluğ Ataman: İçimdeki Düşman retrospektifini görme imkanımız var - (ki 6 Mart'a kadar devam ediyor). Türkiye'de bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu en kapsamlı sergi olmasından ötürü beni heyecanlandıran bu etkinliğe katılmasam olmazdı. Video enstalasyonlarının bir araya geldiği sergide birçok şeyi de sorgulama hissiyatı oluştu ben de !

''Modern Sanat böyle mi oluyormuş ?'' Ya da ''bu mudur modern sanat ?'' diyerekten sergiyi gezdiğimi itiraf etmeliyim. (aman yanlış anlaşılmasın küçümser gözle falan değil, bildiğin gerçek anlamlı soru sordum). Sadece, videolardan oluşmuş bir sergiyi ilk kez gezdiğim için bu konuda biraz da ''Kezban'' gibi davrandığımı da belirtmeliyim.

Aşağıda, görmüş olduğum 11 farklı enstelasyonlardan en ilgimi çekenler hakkında yazmak istedim.

PERUK TAKAN KADINLAR: 4 farklı altyapıdan 4 farklı kadın. Kendilerini bastırmak zorunda olan kadınların yansıtıldığı bu enstelasyonda karşımıza çıkanların ortak noktası ise perukların ardına saklanmaları ve Türkiye'nin gerçek bir yüzünü, kimlik sorununu yansıtmış olmaları. Biri transeksüel topluluğu aktivisti, bir diğeri üniversitelerde türban sorunu nedeniyle peruk takmak zorunda kalan kadın, başka bir tanesi 70 olayları nedeniyle siyasi olaylardan kaçmak için kılık değiştirmiş ve sonuncusu kemoterapi nedeniyle peruk takan bir kadın. Kısacası bir Türkiye mozağiyi. Belki de farklı ekranlarda bu 4 kadını yansıtmak, sorunlara ilgi çekmek için en anlaşılır ve karşı tarafa geçirilebilir yoldur. Tabi eğer ortaya çıkarmak istediğiniz şeyler bir şeyler anlatma derdindeyseniz.

TÜRK LOKUMU: Baştan aşağı parıl parıl parlayan ''belli bir kesmin zevkine hitap eden'' bayağı süslenmiş bir dansöz karakteri. Sanatçının kendisinin kamera karşısına geçip iki çift laf etmeden dans ettiği / kıvırttığı bir enstelasyon. Kıyafetin altın püskülleri oynaşırken saçlar havada adeta ahenkle dans eder. İşte yine toplumda bir öteki figürü. İşte tam da bunu izlerken itiraf etmem gerekirse ''hade be böyle şey mi olur?'' dedim. Açın youtube'u bu tarz bir sürü video var. En son Afro-amerikan bir çocuk da Hadise'yi böyle çizmişti. Tamam, tamam. şaka yaptım. Demek böyle ''çıkıntı'' yapabilecek şeyler de sanatmış. Yıllar önce modern sanat müzelerinde klozetler de sergilenmiş (tabi sanatçıların yaptığı) sanırım bu da o hesap. (Yeniden söylüyorum, yanlış anlaşılmak istemem, hade ordan bu da sanat mı demedim.) Hiç kuşkusuz göbek dansı yeniden bazı noktaları eleştirmek için çok anlamlı ve yerinde bir imge.

99 AD: 5 farklı ekran ve gözleri kapalı halde öne arkaya sallanan bir adam. 5 farklı ekran da 5 farklı ruh hali ile sallanan adamın bulunduğu bu enstelasyonun ne demek istediğini ciddi anlamda anlayamadım ? Sizce yazar burda ne demek istemiş hocam ?

RUHUMA ASLA: Eski Türk filmlerine göndermeler ve bir travestinin nasıl durumlar içinde yaşadığı anlatılıyor.  Ceyhan ve onun ilginç !, yabancılaştırılmış hayat hikayesi.  Tecavüz sahnelerinin parodisi, cinsel belirsizlik temaları, beyoğlunun arka sokaklarında ve karakollarda yaşanılan çirkin hatıralar. Bence mutlaka seyredilmesi gereken bir belgesel. Bu arada Ceylan, erkek olarak doğmuş, ''efemine'' davranışlar sergilediği için babadan ve daha sonra polisten şiddet görmüş. (Edebiyattan bana çok tanıdık geldi. Baba-Polis-Devlet).

Vakit ayırın gidin görün gezin. Yeni sergiler de eklenmiş. Finaller bitsin onları da gezip aktaracağım. Haftasonu gelmişken henüz plan yapmamışken ''neden olmasın ?'' derim.

2 yorum: