Gossip Girl your one & only source for into the scandalous life of Manhattan's Elite. ...... You Know You Love me .XoXo Gossip Girl !!!.

Kimi zaman
Lost'tan daha gizemli, kimi zaman da
Desperate Housewives'dan daha juicy, hatta yeri geldiğinde
Prison Break'den bile daha heyecanlı oldu.
2 ayrı kaynağa göre
Gossip Girl'ün Türk versiyonun çekiliceğini duydum. Bir kere baştan söyleyeyim bu iş olmazzzz OLMAAZZZ ve hatta O-LA MAZZZZZZZZ.
Herşeyi geçtim Gossip Girl başlı başına bir kültür. Daha önce
Sex & The City çakmaları çekilmişti, sonra
Dawson's Creek çakmaları,
Boston Public,
E.R. falan filan. Hiçbirinin de uyarlaması tam olarak yerine oturmadı kaldı ki onlar sadece birer dizi. Yani Dawson's Creek'de kullanılan karakterlerin backgroundu, ya da ne biliim doktorlar her yerde doktordurlar.
Hadi herşey bi tarafa Gossip Girl'de saniye başı biri öpüşüyo, her bölümde biri yatakta. Henüz ''yenge'' ve ''yastık'' meselesini aşamayan, içinde; bırakın cinselliğin, öpüşmenin bile ayıp sayıldığı, nişanlısının bacağını görü diye utanan bir dizi-kültüründe Gossip Girl ne kadar eğlenceli olabilir ki. Hımm belki tamamıyle Türkçeleştirlmez de yer yer esinlenme!!! olur; ama o da olmazki. :S
Gelin isterseniz muhtemel yer ve karakterler üzerine konuşalım. Şimdiden söyliyeyim Türk Magazini ve oyuncuları konusunda pek de bilgi sahibi olmadığım için şu anda etraf tarafta boy gösteren isimleri seçtim sadece :P

Muhtemel okul: Robert College(ya da TR versiyonunda bunu üniversite yapıp Boğaziçi de kullanılabilinir).
Constance Billard'dan çok daha havalı bir yer olduğu kesin. Elit kısım orda, Türkiye'deki yabancılar, ve azınlık & high-society'nin rabet ettiği bir okul. Bir diğer önerim Üsküdar Amerikan Koleji. Ama kesinlikle Türkiye versiyonunda o iğrenç, gözünü paradan başka bişeye dikmeyen Doğa Kolejleri olucaktır. Okul konusunda kesinlikle kaybetti.
Serena van der Woodsen için önerim kesinlikle Berrak Tüzünataç. Lütfen Sinem Kobal olmasın, gözümüze ikinci bir eziyet çektirmesinler.
Blair Waldorf için bir önerim yok, gözümüzün önündekilerle öyle bir karakteri taşıyabilecek kimse yok çünkü.
Eğer Aşk-ı Memnu'daki Bülent biraz daha büyük olsaydı
Dan ya da
Archibald için tam da biçilmiş kaftandı, ah bir de
Chuck Bass var, bir Balir belki bulunur ama Chuck asla bulunmaz. Bir kere Chuck bir moda ikonu gibi, değişik ve güzel kıyafetler falan, işte erkeklerde bunu taşıyabilecek hiç kimse yok, gerçi Türk versiyonunda bu kadar fazla modanın ön planda olabileceğini zannetmiyorum ama. Haa bu arada lütfen Arda Kural'ı da oynatmasınlar.
Dorotha için sunabileceğim tek öneri Katya. İkisinde de bir Doğu-Blok havası var :p Sonra gelelim
Eric karakterine. Kuzum siz hiç bugüne kadar Türk Dizilerinde eşcinsel bir karakterin oynadığını gördünüz mü ?? Benim tek hatırladığım Kampüsistanda bi tane vardı, ki o da arkadaş çevresi tarafından dışlanan ve sonunda evli ve çocuklu bir erkeğe dönüşmüştü. Şimdi bu bağlamda GG türk versiyonunda hemen bir yuvarlak masa:
Georgina, Serena, Eric ve
Lily masada oturur. Georgina bilerek Eric'in eşcinsel olduğunu söyler. Ancak Turkish version of Lily onun kadar soğukkanlı olmaz, sonunun nerde bittiğini düşünür gibiyim.

Neredeyse içki meselesini unutuyodum, kuzum onlar su niyetine içki içiyo, TR'de resepsiyonlarda bile meyve suyu dağıtılırken olucak iş mi bu. Sonra bir de yıllardır süre gelen Narkadaşımın Naşkısın meselesi var. So Chuck-Blair-Nate-Serena ???? Pardon bıraktığınızda kim kimleydi.
Lily van der Woodsen'ı bence en iyi Peyker'in kaynansı oynar.
Elenor için de Firdevs hanım uygundur.
Rufus Atilla Saral olabilir. Ya
Jenny Humpfrey. Türkiye'de 15 yaşındaki bi kız evi terk etse yaşanabilecek faciayı düşünebiliyo musunuz ? Aslında Lily karakteri için nedense Hülya Avşar'da uygun olabilir :) ama sarışın ve olgun bi kadın çok daha oturaklı olur.
Engin Altan Düzyatan'a da bir rol vermek isterdim. Peki Bass imparatorluğunun başı ??
Gelelim bütün o özel gün meseleleri. Thanksgiving'ler, Christmaslar, Musevi bayramları. Bütün o eğlenceli balolar, yok kar tanesi balosu, yok sosyeteye taktim partisi.
Güzelim benim
Upper-East Side Türkiye'ye gelemez. Bence siz en iyisi Ergenekon Mahallesi yaratın. Hülya Avşar Susan; Gülben de Kathreen olsun, Gabrielle de Beren Saat olsun, sonra kaslı bahçıvan bulun, hah buldum Engin Altan'da yakışıklı plumber olsun. Demet Akbağa anaç Mrs. Hodge olsun, Hatta Ayla Algan'da o sevimli yaşlı Karen olur :)) Ouhhh orda da Andrew var, o da olmaz ama :/
Bence Türk yapımcıları kafalarını çalıştırmaya başlasalar iyi olur. Bu böyle araklanma işiyle olabilecek iş değil çünkü.
Ya da şöyle tamamıyle yabancı bir kadro, yani yüzümüzün alışık olmadığı isimlerle de çevirlebilir. Dan Humfrey ve çekirdek ailesi GaziOsmanpaşa'da otursun. Elenor yerine de Dilek Hanif'in atölyesi kullanılabilir. Bi karakterin Zekeriyeköy'de şatosu olur, diğeri Boğaz manzarlı bir Bebek Villasında oturu. Dizi başlarken, torbaları ve çantaları kollarına takılı 10 cm topuklarla City's önünde salınan kzılar geçsin; arada bir arka fon olarak ''Sana Değil Kardeşine'' desin biri :P